Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadelesine yönelik önemli bir adım olan “İklim Kanunu Teklifi”, TBMM Çevre Komisyonu’nda kabul edildi. Bu teklif, Türkiye’nin 2053 yılına kadar net sıfır emisyon hedefine ulaşmasını sağlamak amacıyla kapsamlı düzenlemeler içeriyor. Kanun, sera gazı emisyonlarının azaltılması, iklim değişikliğine uyum faaliyetleri, planlama süreçleri, finansal mekanizmalar ve idari yaptırımları kapsayan çeşitli düzenlemelerle, ilgili kurum ve kuruluşlara belirli sorumluluklar yüklüyor. TBMM Genel Kurulu’nda oylanacak olan teklifin uygulanması için belirlenen yükümlülüklerin en geç 31 Aralık 2027’ye kadar tamamlanması öngörülürken, Cumhurbaşkanı’nın bu süreyi bir yıl uzatma yetkisi bulunuyor.
İklim Kanunu Teklifi, TBMM Çevre Komisyonu’nda kabul edildi
Kanun teklifinde yer alan düzenlemeler arasında, sera gazı emisyonlarının Ulusal Katkı Beyanı ve net sıfır emisyon hedefleri doğrultusunda azaltılması öncelikli olarak ele alınıyor. İklim Değişikliği Başkanlığı tarafından belirlenen strateji ve eylem planları doğrultusunda, sektörel bazda sera gazı azaltım çalışmaları gerçekleştirilecek. Kamu ve özel sektör kuruluşları, enerji, su ve hammadde verimliliğini artırmaya yönelik önlemler almak, yenilenebilir enerji kullanımını teşvik etmek, kirliliği kaynağında önlemek ve temiz teknolojilerin yaygınlaştırılması için gerekli adımları atmakla yükümlü olacak. Ayrıca, döngüsel ekonomi anlayışıyla karbon ayak izinin azaltılması, alternatif yakıtların kullanımının teşvik edilmesi ve sıfır atık sistemlerinin uygulanması zorunlu hale getiriliyor.

İklim değişikliğine uyum faaliyetleri kapsamında, su kaynaklarının korunması, ekosistem yönetimi, biyoçeşitliliğin sürdürülebilirliği ve tarım sektörünün iklim değişikliğine dirençli hale getirilmesi için çeşitli düzenlemeler getiriliyor. İlgili kurumlar, iklim değişikliğine bağlı afetlerin etkilerini azaltmak için risk değerlendirme ve erken uyarı sistemleri oluşturacak. Ayrıca, ormanlar, sulak alanlar ve meralar gibi karbon yutaklarının korunması ve artırılması hedefleniyor. Çölleşme ve erozyonla mücadele kapsamında, ağaçlandırma ve toprak muhafaza çalışmaları yürütülerek, ekosistemlerin dayanıklılığı artırılacak.
Finansal düzenlemeler açısından, karbon piyasalarının oluşturulması ve işletilmesine yönelik yasal çerçeve belirlenirken, Emisyon Ticaret Sistemi ve gönüllü karbon piyasalarına ilişkin esaslar da kanun kapsamında düzenleniyor. Bu sistem, emisyon azaltımına yönelik projeleri destekleyerek, çevresel sürdürülebilirliği teşvik edecek bir piyasa mekanizması oluşturmayı amaçlıyor. Ayrıca, kanuna aykırı hareket edenler için idari yaptırımlar ve para cezaları belirlenirken, idari ceza miktarının 50 milyon lirayı aşamayacağı ifade ediliyor. Çevre Kanunu hükümlerinin denetimi konusunda yetkili olan kurumlar, düzenlemelere uyumu sağlamak amacıyla gerekli kontrolleri gerçekleştirecek.
Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen yeni hükümlerle, enerji sektörünün de iklim değişikliği hedefleri doğrultusunda dönüşümü sağlanacak. Kamu ve özel sektör temsilcilerinin katkılarıyla şekillenen bu yasa teklifi, Türkiye’nin iklim politikalarına kurumsal bir çerçeve kazandırarak, çevresel sürdürülebilirliği güvence altına almayı amaçlıyor. İklim değişikliği ile mücadelede atılan bu adım, Türkiye’nin uluslararası taahhütlerine uyum sağlaması açısından da kritik bir önem taşıyor.