İlk ne zaman telaffuz edilmişti hatırlamıyorum ama son yıllarda adeta bir teknopark enflasyonu yaşadığımız gerçek. Artık hemen her şehirden “biz de teknopark kuralım” açıklamaları yükseliyor. Yükseliyor yükselmesine de, neredeyse her biri diğerinin kopyası gibi olduğu için kendi aralarında rekabet mi edecekler, yoksa gerçek işleri olan Ar-Ge mi yapacaklar, orası biraz karışık…
Geçen ay, Siemens’in Türkiye’de başlattığı İnovasyon Yarışması’nın toplantısı için Kurtköy’deydim. Siemens, burada kendi Ar-Ge ofisi dışında bir de Siemens Innovation Lab isimli bir merkez kurdu. Merkez, açık inovasyon türünün bir örneği olmasının yanında Siemens’in global Ar-Ge organizasyonuyla bir buluşma noktası niteliği de taşıyacak.
O günkü toplantının hemen ertesinde Teknopark İstanbul Genel Müdürü Dr. İsmail Arı ile de kısa bir sohbet etme olanağı buldum ve aklımdaki birkaç soruyu yönelttim. Soruların en başında, Gebze’de yapımı devam eden Bilişim Vadisi isimli projenin kendilerini ne kadar etkileyeceğiydi. Evet, Teknopark İstanbul savunma sanayii gibi belirli sektörlere odaklanmış olsa da, artık BT’nin sektör bağımsız Ar-Ge faaliyetlerine dahil olması nedeniyle bir rekabet oluşacaktı. İsmail Bey, bu farktan bahsederken lokasyon konusunda kendilerinin daha avantajlı olduğunu, ama bulunan firmalar özelinde bir rekabetin çok da yoğun olmayacağını söyledi ve önemli bir detaya değindi…
Doğu Marmara’da, Bursa, Yalova, Kocaeli ile Gebze özelinde pek çok otomotiv ve otomotiv yan sanayii olduğunu belirten Arı, Bilişim Vadisi’nin aslında otomotiv sektörünün gelişimi için önemli bir yer olabileceğini söyledi. Açıkçası kesinlikle katılıyorum. TechInside’de kimi zaman sizlerle paylaştığım analiz ve yazılarda Türkiye’nin otomotiv sektörünün teknolojik dönüşümde geç kalabileceği uyarısından söz ediyorum. Otonom sürüşe sahip araçlar, araç içi uygulama mağazaları için yapılacak çalışmalar, sürüş güvenlik teknolojileri ve daha aklınıza gelebilecek pek çok konu için Bilişim Vadisi olarak planlanan yer oldukça ideal.
Ancak, kamu tarafındaki planlar ve hedefler nedir diye baktığımızda Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın aynı fikirde olmadığı görülüyor. Daha kısa bir süre önce, Nisan ayının başında Bakan Fikri Işık tarafından yapılan açıklamalarda özellikle bir sektöre değinilmese de “start up” ve “spin off” yeni küçük işletmelerin doğmasına ve büyümesine yarayacağı, teknoloji transfer merkezlerinin bulunacağından bahsediliyor.
Bu açıdan baktığımızda da, karma bir yapının hüküm sürmesi beklenen Bilişim Vadisi’nin asıl yaratabileceği katma değerin uzağında kalınacağı, daha da önemlisi Türkiye’nin en stratejik sektörlerinden biri olan otomotivin yine kendi haline bırakıldığı görülüyor.
Sizce de, yerli otomobil için babayiğit arıyoruz diye açıklama yapanların artık otomobilin yalnızca kaportadan ibaret olmadığını öğrenmesinin zamanı gelmedi mi?
* * *
Yukarıdaki yazıyı, TechInside’ın Nisan 2015 sayısı için yazmıştım. Dergiyi matbaaya göndermemizin hemen ertesinde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Sakarya’nın Karasu ilçesindeki 222 hektarlık alanı “Karasu Otomotiv İhtisas Endüstri Bölgesi” olarak ilan etti. Bakan Fikri Işık imzalı açıklamada ilan edilen bölgenin, Doğu Marmara Bölgesi’nin otomotiv ve otomotiv yan sanayi sektörlerindeki potansiyelin değerlendirilmesini amaçladığı belirtildi.
Diyebilirsiniz ki Kocaeli ile Sakarya arası fazla değil. Doğru, Gebze ile Karasu arası 158 kilometrelik bir mesafe, ancak Karasu ana yollar üzerinde değil, Karadeniz kıyısında bulunuyor. Daha da önemlisi, bölgede yapılmak istenen halihazırda Kocaeli ve Bursa’da zaten yapılanlardan farklı bir şey değil. Açıklamada bu bölgenin gelecekteki otomotiv teknolojilerine nasıl bir katkı yapılacağı belirtilmemiş durumda. Sadece “Orta ve yüksek teknolojili sektörlerin üretim ve ihracat içindeki payının arttırılmasına katkı sağlayacak.” cümlesiyle geçiştirilmiş.
İnsan düşünmeden edemiyor, ülkenin adında “Sanayi” ve “Teknoloji” olan bakanlığı, acaba hangi sektörün nerede yoğun olarak faaliyet gösterdiğinden habersiz mi?