Intel, geçtiğimiz gün düzenlediği etkinlikte yeni araştırmasının sonuçlarını gazetecilerle paylaştı. Türkiye’nin hayal haritasını çıkartan Intel, oldukça şaşırtıcı sonuçları bizlerle paylaştı. Günümüzde sıkça duymaya başladığımız girişimcilik kavramı, özellikle gelişmekte olan ekonomiler için de büyük birer silah. Facebook gibi dünyaya hükmeden ve milyar dolarların sahibi bir şirkete hangi ülke hayır der ki?
Bugün bir fabrika kurmak, ciddi yatırım gerektirirken, iyi bir fikir ile günümüzde 100 yıllık firmaların değerlerine erişebiliyorsunuz. Örneğin Tesla’nın BMW hisselerini yakalaması gibi. Slack’in Harley Davidson’dan değerli olması gibi. Peki bu fikirler neden ülkemizden pek çıkmıyor? Acaba hayal etmeyi mi yanlış anlamışız? İşte Intel’in o faydalı araştırması ve sonuçlar.
Başarıya ulaşabilecek hayal kuranların oranı, sadece yüzde 15
Hayal etmekle, umut etmek arasındaki fark nedir sizce? Bizleri başarıya sürükleyecek hayalleri, yapılan araştırmada sadece yüzde 15’lik bir kitle kurabilmiş. Diğer katılımcıların hayalleri, umut, keder ve kader arasında sıkışmış durumda.
En büyük hayaliniz nedir?
Katılımcıların en büyük hayaliniz nedir sorusuna verdiği cevapların yüzde 48’ini meslek sahibi olmak oluşturuyor. Evet sadece bir meslek sahibi olmak ve kendini garanti altına almak.
Bu ailelerin çocuklarına erken yaşta empoze ettikleri meslek aşısından başka hiç bir şey değil. Sadece meslek sahibi olmayı düşünen ve yoğun bir sınav temposu içerisinde yarışan gençler, hayal kuracakları ideal yaşlarda meslek sahibi olmayı düşünmeye başlıyorlar.
Katılımcıların yüzde 24’ünün en büyük hayali ise hayat standartlarını daha da yükseltmek. Diğer bir yüzde 24’lük kısım ise manevi tatmin ve huzuru hayal ediyor. Manevi tatmin ve huzurun içerisinde ise çok ilginç detaylar bulunuyor. Torun sahibi olmak, evlenmek, aile kurmak gibi “hayaller” yer alıyor.
Nüfus genç, hayaller yaşlı
Hayal deyince hemen meslek sahibi olmak ve rahat yaşamak ya da yaşam odaklı istekleri sıralıyı veriyoruz. Esasında hayalin tanımı bu değil. En azından hayallerin, genç yaşta böyle olmaması gerekiyor.
Hayal ve girişimcilik konusunda en etkili yaşlar olan çocukluk ve ergenlik dönemiyle, yetişkinlik ve gençlik hayallerinin oranları oldukça benzer.
Çocukluk bitince, hayaller bitiyor
Gençlik ve yetişkinliğin yarı döneminde en çok işimize yarayacak olan hayallerimiz, ülkemizde maalesef çocukluktan itibaren yıkılmaya başlıyor.
Genel sisteme olan güvensizlik, hayal = paraya olan inanç, yaşam şartlarının zorluğu, yaş ilerledikçe hayalleri törpülüyor.
Çocuk ve ergenlik dönemlerinde sürekli hayal kurma seviyesi yüzde 32 ve 31 seviyesindeyken, yetişkinlerde bu rakam yüzde 14’e düşüyor.
Hayallerimizden korkuyoruz
Yetişkinlerden her 10 kişiden 9’u, hayalleri gerçekleştirmek için çok kararlı olmak gerektiğini ve sabırlı olmanın gerekliliğini vurguluyor. Ayrıca 10 kişiden 8’i, bu sürecin stressli olduğunu düşünüyor.
Maalesef yetişkinlerin hayal kurmayla ilgili yüzde 30’luk düşüncesi ise, geçim derdinin olmaması. Hayal kurmak için, geçim derdinin olmaması gerektiği vurgulanıyor.
Son olarak hayalleri gerçekleştirmenin zengin işi olduğu vurgusu dikkat çekiyor. Katılımcıların yüzde 49’u girişimcilik için en önemli koşulun para olduğunu, sonrasında da özgürlüğün önemli olduğunu vurguluyor.
Umut var
Son olarak, Türkiye’den milyar dolarlık bir girişim çıkacağına inanıyor musunuz sorusuna verilen cevaplar, özellikle üniversitelilerden gelen cevaplar umut verici.
Sosyal medyada yapılan deneyde yüzde 66 hayır sonucu çıkarken, üniversiteliler yüzde 60 ile evet cevabı veriyor.
Kısacası Türkiye’de hem genel eğitim sistemi hem de aile sisteminin girişimci ruha gençleri itmediğini görüyoruz. Girişimcilikle insanlar üniversite çağlarında tanışıyorlar. Bu çağda hızlıca evlenmeyi tercih ederseniz de genel istatistiklere baktığımızda sıradanlaşma, en azından daha az hayal kurma süreci sizleri bekliyor.