Uzakdoğu ülkelerindeki şirketlerin nasıl hızlı bir şekilde büyüyüp adeta bir dünya devi olabildiğine baktığımızda, karşımıza ülke yönetimlerinin destekleyici politikaları çıkar. Özellikle Japonya ve Güney Kore’de karşılaştığımız bu tabloda şirketlerin birbiriyle doğrudan rekabet etme alanları ya sınırlıdır ya da Japonya’daki gibi birbirlerinin hisselerine sahiptirler.
Bu durumun benzeri Güney Kore için de geçerli. Ülkenin iki büyük şirketi Samsung ve Hyundai’nin birbirlerinin önünü kesecek çapta çok fazla hareket etmedikleri görülür. Elbette rakip oldukları alanlar vardır ama dünyadaki bilinirlik seviyelerine baktığımızda Samsung’un elektronik, Hyundai’nin ise otomotivi öncelikli alan olarak seçtiğini görürüz. Oysa Samsung’un otomotiv sektöründe (Renault grubuyla işbirliği var, buradaki Renault Fluence ilk olarak Samsung SM3 ismiyle Güney Kore’de satışa çıkmıştı mesela) otomobilleri, kamyonları ve iş makineleri varken; Hyundai de televizyonları ve muhtelif elektronik eşyalarıyla Samsung’un dümen suyuna giriyor.
Ancak teknolojinin her sektörü birbirine çok daha yakın hale getirmesi günümüzde bu tablonun değişmesini zorunlu kılmakta. Bu zorunluluk, Business Korea’nın haberinde görüldüğü gibi iki firmanın akıllı otomobiller geliştirme konusunda rekabete girdiğini gösteriyor. Hyundai halihazırda otonom sürüşe sahip araç geliştirme konusunda önemli bir aşama kaydetmiş durumda, keza Samsung da araç içi eğlence sistemlerinde hızla yükseliyor.
İki firmanın karşı karşıya gelmesinde Hyundai Motor Company’nin yeni master planında birbiriyle haberleşebilen akıllı araç geliştirme için ayrı bir birim kurmasının rolü var. Hyundai, bu biriminde çeşitli fuarlarda sergilediği akıllı saatlerden otomobil kontrolü gibi teknolojilerin geliştirilmesi için çalışacak.
Samsung ise geçen yıl gittiği reorganizasyonda benzer bir yol izlemişti. Bunu yaparken de rakip olarak Mercedes ya da Ford’un tıpkı Google ve Apple gibi davranmaya başlamasını sebep göstermişti. Şirketin yöneticileri, 10 yıldır akıllı ve otonom araçların gelişimi için çalıştıklarını, bundan böyle de yatırımlarında öncelik vereceklerini açıkladılar.
Teknolojinin sektörleri ve rekabeti değiştirdiği kesin. Hyundai ve Samsung örneğinin benzerlerine diğer ülkelerde de rastlamak mümkün aslında. Özetle, global rekabet teknolojiyle yeniden şekilleniyor. Bunu bir satranç oyunu olarak tanımlamak gerekirse; yeni bir oyun başlıyor ve taşlar yeniden diziliyor…