Site icon TechInside

Güneş fırtınası felaket mi getiriyor?

Kuzey Yarımküre bu hafta sonu son yılların en büyük güneş fırtınası ve güneş kaynaklı doğa fenomenini yaşıyor. Kutup ışıkları veya “aurora borealis” olarak tanımlanan ve genellikle sadece İzlanda, Norveç, Kanada gibi kuzey ülkelerinde görülen doğal ışımalar Trabzon ve İstanbul dahil olmak üzere kuzey yarımküredeki pek çok şehirden gözlendi. Yeryüzünün manyetik alanı ile Güneş’ten gelen yüklü parçacıkların etkileşimi sonucu ortaya çıkan doğal ışımalar adeta bir renk cümbüşü ve inanılmaz güzellikte karelere neden olsa da, uzmanlar güneş patlamaları ve jeo-fırtınanın etkileri konusunda önemli uyarılar yayınlıyor.

ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi’nin Uzay Hava Tahmin Merkezi tarafından Ocak 2005’ten bu yana yayınlanan ilk şiddetli jeomanyetik fırtına (G4 ve G5 şiddetinde) uyarısı dün yayınlandı. Önce G4 seviyesinde olan uyarı, kısa süre içinde en üst seviye olan G5 seviyesine çıkarıldı. Ajans ayrıca Dünya’ya yönelik en az beş koronal kütle püskürmesinin Cuma günü öğlen saatlerinde başlayıp Pazar gününe kadar devam edeceği uyarısında bulundu.

Yapılan uyarılarda Extrem G5′ jeomanyetik fırtınanın tüm dünya genelinde güç şebekesi düzensizlikleri, HF/VHF/UHF iletişiminde kesintiler ve GPS ve uydu navigasyonunda ciddi sorunlara yol açabileceği vurgulandı. SpaceX’in sahibi Elon Musk da konuyla ilgili bir gönderi yayınlayarak “Şu anda büyük bir jeomanyetik güneş fırtınası yaşanıyor. Uzun zamandır görülen en büyük fırtına. Starlink uyduları büyük bir baskı altında, ancak şu ana kadar dayanıyorlar,” dedi.

Güneş fırtınası nedir, nasıl oluşur?

Güneş’te yoğun manyetik alanlara sahip Güneş lekeleri vardır ve zaman zaman da manyetik alandaki değişimler nedeniyle geçici delikler oluşur. Buralarda da sıklıkla patlamalar meydana gelebilir. Bunun sonucunda iki farklı senaryo ortaya çıkıyor: Güneş parlamaları ve koronal kütle atımı (CME) adı verilen plazma fışkırması.

Güneş parlamaları bizim açımızdan risksiz. Ancak CME’ler söz konusu olduğunda radyoaktif plazma parçacıkları uzaya savruluyor. Eğer bu plazma fışkırması Güneş’in Dünya’ya bakan yüzünde meydana gelmişse radyoaktif akış, uzayda yol alarak birkaç gün içinde Dünya’ya çarpabiliyor. Bu durumda parçacıklar Güneş fırtınası adını alıyor.

Fırtına ilk olarak gezegenimizi bir kalkan gibi saran manyetik alanla etkileşime giriyor. Manyetik alan, Güneş’in radyoaktif parçacıklarının yüzeye ulaşmasını engelleyerek gezegendeki yaşamı koruyan ana bileşen. Eğer manyetosfer olmasaydı, bugün Dünyamız, tıpkı Mars gibi çorak topraklardan ibaret olurdu. Ne yazık ki manyetosferimizin giderek zayıfladığı biliniyor.

Elektrik gider, iletişim çöker mi?

Aurora diye de bilinen büyüleyici kutup ışıkları bahsi geçen parçacıkların manyetik alanla etkileşime girmesinin ürünü. Ancak bu parçacıklar aynı zamanda GPS sistemlerini, uydu sistemlerini ve radyo dalgalarını kesintiye uğratarak yeryüzünde iletişimin felç olmasına sebebiyet verebiliyor. Ayrıca yörüngede yerleşik uzay istasyonlarında görev yapan astronotların hayatını tehlikeye atıyor ve uydularda hasar bırakabiliyor.

Şiddetli Güneş fırtınaları yakın geçmişimizde iki büyük olaya neden oldu. Bunlardan ilki olan 1859 Carrington Olayı’nda telgraf sistemi çökmüştü. İkincisiyse 1989’da Kanada’da yaşanmış ve toplu elektrik kesintilerine neden olmuştu.

Şuanda yaşanan ve tüm hafta sonu sürmesi beklenen şiddetli güneş fırtınasının henüz bildirilen bir ciddi etkisi olmadı ancak uzmanlar özellikle güç şebekeleri ve GPS sistemi /uydu iletişiminde yaşanabilecek aksaklıklara karşı uyarıyor.

Exit mobile version