Google’ın Avrupa Birliği ile arasındaki buz gibi hava giderek keskinleşiyor. Google’ın, ABD istihbarat kurumlarına, AB liderlerinin tüm dijital verilerini teslim ettiğinin ortaya çıktığı Prism skandalı sonrasında iyice gerilen ilişkilerde kavganın dozu, AB Antitröst komisyonunun Google’ı Avrupa’dan atmakla tehdit etmesine kadar gitmişti.
Nisan ayında, Google hakkında bir rapor yayınlayan AB Antitröst komisyonu, internet arama devinin, özellikle alışveriş yapmak üzere arama yapan kullanıcıların karşısına öncelikli olarak kendi mağazalarının sonuçlarını çıkardığını iddia ederek, Google’ın SEO konusunda kendine “torpil” yaptığını, bu nedenle de internetteki diğer e-ticaret şirketlerinin haksız rekabetle karşılaştığını dile getirmişti. Aynı komisyon, Google’ın reklam satış bölümüyle, internet arama bölümünü ayrı şirketler olarak konumlandırması gerektiğini aksi taktirde Avrupa’da operasyon yapmasının imkansız hale geleceğini dile getirerek Google’ı Avrupa’dan atmakla tehdit etmişti.
Google’ın bu rapora cevap vermek için 10 haftalık süresi bulunuyordu ancak Google’ın resmi yanıtı ancak 27 Ağustos’ta yayınlandı.
Google yanıtında kısaca, AB Antitröst komisyonu ile aynı fikirde olmadığını dile getirirken bu savını da örnekler vasıtasıyla ispatlamaya çalışmış görünüyor.
Çeşitli alışveriş sitelerinden ve arama sonuçlarından örnekler veren Google, doğru SEO yapan sitelerin, arama sonuçlarında en yukarıda çıktıklarını da vurgulamış. Ancak Google’ın bu çabasının ve hazırladığı cevabın, Antitröst komisyonunu tatmin etmesini beklemiyoruz zira şirketin AB liderlerinin hedefinde olduğunu ve yasal bir açığının bulunması veya çalışma şartlarının zorlaştırılması suretiyle Avrupa’dan sürülmesi konusunda gizli bir “emir” olduğuna artık herkes emin. Avrupa birliğinin çok uzun yıllardır Avrupa’yı sömüren bir ABD şirketi olarak gördüğü Google’ın Avrupa’daki ipini çeken son gelişme ise Snowden’in ortaya çıkardığı Prism skandalındaki rolüydü.
Google da aslında karşı karşıya olduğu bu çetin savaşın farkında ancak AB’ye yasal bir dayanak vermemek ve Avrupa’daki varlığının süresini olabildiğince uzatmak için her yolu deniyor. Hazırladığı cevabı olabildiğince geciktirmenin yanında, mektubu “…komisyonla aynı fikirde değiliz ancak kullanıcıların daha adil ve başarılı arama sonuçlarına ulaşabilmesi için komisyonla konuyu tartışmaya ve uygun bir çözüm bulmaya hazırız,” gibi bir ifadeyle bitirmiş olması da dikkatlerden kaçmıyor.
Çoğu insana Google’sız yaşamak çok “imkansız” gibi görünse de Avrupa Birliği’nin Avrupa’da Google’dan boşalacak yere kendi teknoloji şirketlerini yerleştirmek konusunda çok hevesli olduğunu da kabul etmek lazım. Sonuçta ortada AB birliğinden Google’a hr yıl akan on milyarlarca dolar değerinde reklam ve pazarlama bütçeleri, mal ve hizmet bedelleri varken, bu boyutta bir parayı AB içinde tutacak ve dünyadan da Avrupa içine para akışı sağlayacak bir teknoloji şirketinin çıkması hiç zor olmayacaktır. Üstelik bu Google alternatifi şirketin arkasına AB devletlerinin açık desteğini de alacağını unutmayalım.