Google’ın antitröst davasının ilk gününde ABD Adalet Bakanlığı ve 14 davacı eyalet, Google’ın arama motoru ve arama reklamı pazarlarındaki rekabete aykırı rolünün internetin geleceğini tehdit ettiğini savundu. Google, tekelleşmeyle değil inovasyonla başarıya ulaştığını söyledi.
21. yüzyılın en önemli teknoloji antitröst davası 12 Eylül günü ABD federal mahkemesinde Adalet Bakanlığı ve 14 müdahil eyaletin arama motoru devine karşı mücadelesiyle başladı. Adalet Bakanlığı, Google’ı rekabete aykırı ve dışlayıcı uygulamalar yoluyla genel arama hizmetleri, arama reklamları ve genel arama metni reklamları için pazarları yasa dışı bir şekilde tekeline almakla suçluyor.
Google antitröst davası kapsamında savunma verecek
Adalet Bakanlığı’nın sivil bölümündeki müdür yardımcısı Kenneth Dintzer, açılış tartışmaları sırasında: “Bu dava internetin geleceğiyle, Google arama motorunun bu geleceği korumak için anlamlı bir rekabetle karşılaşıp karşılaşmayacağıyla ilgili” dedi. Hükümetin iddiasının merkezinde, Google’ın, Dintzer’in iddia ettiği gibi, arama motoru pazarında yüzde 89’u ve arama reklamları işinde yüzde 74’ü aşan “varsayılan durum” pazar payını korumak için sözleşmeleri kullanması yer alıyor.
Dintze:, “Tekel bakımı, uygulamaları açtığımızda ve tarayıcıları indirdiğimizde bulduğumuz varsayılan ayarlarla başlıyor. Bu varsayılan ayarlarla Google, arama dağıtımını kontrol ediyor ve rakiplerinden daha fazla arama alıyor. Google’ın en yakın rakibi Bing’den on altı kat daha fazla yeni veri aldığına şüphe yok” dedi.
DOJ, Google’ın yeni verilerdeki büyük liderliği sayesinde kullanıcılara daha doğru sonuçlar sunabileceğini ve bunun karşılığında daha fazla kullanıcı ve reklam geliri çekerek rakipleri için aşılamaz bir geri bildirim döngüsü yaratabileceğini söylüyor. Dintzer: “Bu verilerle, Google’ın mobil arama ve reklam ürünleri, rakiplerinin umabileceğinden daha iyi. Bu da Google’a, ürünlere yatırım yapmak yerine cihaz üreticileri ve uygulamalarla daha fazla varsayılan sözleşme için ödeme yapması için daha fazla para sağlıyor” dedi.
Dintzer, Google’ın hakimiyetinin yalnızca rakipleri geride bırakmakla kalmayıp aynı zamanda yeniliği de azalttığını söyledi. Bunun da sonuçların kalitesini etkilediğini ve Google’ın gizlilik gibi kullanıcılar için önemli olan konuları göz ardı etmesine olanak sağladığını belirtti.
Reklamcılık tarafında Dintzer, hükümetin Google sözleşmelerinin potansiyel rakiplerin dağıtımını reddettiğini, bunun ülkedeki tüm telefon ve bilgisayarları etkilediğini, Branch Metrics adındaki potansiyel bir katılımcıyı açıkça hedef aldığını ve Apple’ın yenilik yapma yeteneğini sınırladığını kanıtlayacağını söyledi. Yargıç Amit Mehta’nın Google’ın tekelleşmesinin ne kadar geriye uzandığı sorulduğunda Dintzer, Adalet Bakanlığı davasının şirketin 2010’dan bu yana yaptığı işleri ele aldığını, o dönemde bile şirketin pazar payının yüzde 70’in üzerinde olduğunu söyledi.
Eyalet davacıları ön duruşma özetlerinde, Google’ın rekabete aykırı eylemlerinin şirketin Android cihazlar, Apple ve tarayıcılarla yaptığı varsayılan dağıtım anlaşmalarından kaynaklandığını savundu. Ayrıca, Google’ın SA360 veya Search Ads 360 çalışmasına da dikkat çektiler ve SA360’ın değerli Microsoft Ads özelliklerini uygulamada başarısız olarak reklamverenlere zarar verdiğini ileri sürdü.