Site icon TechInside

Girişimcilerin yeni gözdesi: Bulut Bilişim!

Teknolojideki gelişmelerin dinamikliği her geçen gün artarken, bulut bilişime yönelik yatırımlar girişimci ekosisteminin ilgi odağı oldu. Veri güvenliği açısından stratejik olan bulut bilişime yönelik yerli yatırımlar kamunun da katkılarıyla cazibesini artırdı.

Teknoloji sektöründeki yatırımlarıyla öne çıkan iş insanı ve TÜBİTAK Ulakbim Yönetim Kurulu üyesi Halil Sarıbaş, sürdürülebilir kurumsal bir yapısı olan veya bunu hedefleyen şirketlerin yahut kurumların bulut teknolojisine ciddi bütçeler ayırmaya başladığını ve bu durumun girişimcilerin bu alana yönelmesini beraberinde getirdiğini ifade etti.

Bilişim sektörünün hızlı büyümesi şirketlerin kurumsallığa yatırım modellerini de etkiliyor. Verilerin ve işlemlerin yerel bir cihazda değil, uzak sunucular üzerinde barındırıldığı bulut tabanlı teknolojiler (Cloud), veri güvenliğini sağlamanın yanı sıra; yedekleme, kolay ulaşılabilirlik ve kaynak israfını azaltma gibi imkânlar sunuyor.

Şirket ve kurumların yatırımlarını artırdığı bulut teknolojisi aynı zamanda bireysel olarak da önemli bir satın alma potansiyeline sahip. Son yılların tartışmalı konusu olan veri güvenliği, cloud teknolojisine yönelik yerli yatırımların önemini artırdı.

Elektronik ve Haberleşme Mühendisi olan Halil Sarıbaş, otuz yılı aşan tecrübesiyle teknoloji sektörüne yatırım yapmayı sürdürüyor. Türkiye’nin önde gelen cloud girişimcilerinden olan Sarıbaş, şirketlerin ve kurumların veri güvenliği ile birlikte işlemlerin muhafaza edilmesi noktasında öncelikli ihtiyacı haline gelen bulut teknolojisini değerlendirdi.

Türkiye’de bulut bilişimin, bilgi teknolojileri alanında hızla gelişen bir sektör olarak karşımıza çıktığını ve girişimci ekosisteminin oluşan talebe kayıtsız kalmadığını söyleyen Sarıbaş, Citrix’in yaptığı araştırmaya göre ülkemizde her 4 kuruluştan 1’inin bulut bilişime yatırım yaptığını ve BT bütçelerinin %23’ünü cloud servisleri için kullandığını belirtti.

Türkiye’deki kuruluşların %34’ünün bir bulut servis hizmetini satın aldığını ve en yaygın kullanılan bulut servislerinin %70 oranla e-posta, %44 oranla veri yedekleme ve %18 oranla sanallaştırma olduğunu ifade etti. Devletin dijital dönüşümü destekleyen politikaları benimsediğini ve dijital dönüşümde önemli bir katalizör olan bulut bilişimin teşvik edilmesi ve düzenleyici çerçevenin oluşturulmasının sektörün büyümesine katkı sağladığını vurguladı.

Yerleşik veri merkezlerinden hizmet veren bulut bilişim firmalarının, BDDK, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Bilgi ve İletişim Güvenliği Rehberi ve Kişisel Verileri Koruma Kurulu regülasyonlarına göre verilerini yurt içerisinde bulundurmak zorunda olan kurum ve kuruluşların ihtiyaçlarını karşılamak üzere yerel ihtiyaçlara yönelik çözümler sunarak sektörün gelişimine katkıda bulunduğunu dile getirdi.

Şirketlerin, kurumların ve bireylerin, bulut bilişimin sunduğu yüksek güvenlik, esneklik, ölçeklenebilirlik ve maliyet avantajlarından yararlanmak için buluta geçiş yaptığını ifade eden Halil Sarıbaş, cloud teknolojisinin sağladığı faydaları sıraladı.

Bulut tabanlı sistemleri kullanmanın, fiziksel sunucuların satın alınması, kurulması ve bakımı gibi geleneksel altyapı maliyetlerini ortadan kaldırdığını, kullanıcıların sadece kullandıkları kaynaklar için ödeme yapmalarını sağladığını ve bu sayede maliyetlerin daha iyi kontrol edilebildiğini belirtti.

İhtiyaca ve kullanıma göre kaynakları hızlıca artırabilme veya azaltabilme imkanı sunan bulut teknolojisinin, internet bağlantısı olan herhangi bir cihazdan erişilebilir olduğunu ve bu sayede kullanıcıların uzaktan çalışmasını kolaylaştırdığını, iş süreçlerini daha esnek hale getirdiğini ve küresel iş yapma imkanlarına olanak tanıdığını vurguladı.

Bulut tabanlı teknolojilerde verilerin otomatik olarak yedekleme ve felaket durumlarına karşı koruma sağlamanın daha kolay olduğunu, bulut sağlayıcılarının genellikle veri yedekleme ve felaket kurtarma hizmetlerini tüm hizmetlerle birlikte sunduğunu, farklı kullanıcılar arasında veri paylaşımını ve iş birliğini kolaylaştırdığını, dokümanları ve projeleri çevrimiçi olarak paylaşma ve düzenleme imkanı sağladığını, uygulamaları ve hizmetleri hızla dağıtmayı ve güncellemeyi kolaylaştırarak yenilikçi çözümlerin daha hızlı benimsenmesini sağladığını ve verileri korumak amacıyla güçlü güvenlik önlemleri ve en yeni teknoloji siber güvenlik hizmetleri sunduğunu ekledi.

Veri merkezlerinin yapıları gereği ileri seviyede fiziksel güvenlik önlemleriyle korunduğunu, bulut tabanlı teknolojiler ile veri merkezlerinin daha verimli bir şekilde kullanılmasını ve enerji ve kaynak tüketiminin azaltılmasını, bulut sağlayıcıların altyapı güncellemeleri ve bakımlarını üstlenerek kullanıcıların bu tür sorumluluklarla uğraşmak zorunda kalmamasını sağladığını ifade etti.

Bulut bilişimin Birleşmiş Milletler tarafından mutabakatla kabul edilen sürdürülebilirlik kriterleri açısından da önemli bir konumu olduğunu belirten Sarıbaş, bulut bilişimin büyük veri merkezlerinde yoğunlaştığını ve bu merkezlerin yapıları gereği enerjiyi daha verimli bir şekilde kullandığını belirtti.

Birçok bulut sağlayıcısının, yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş yaparak çevresel etkilerini azaltmaya çalıştığını, işletmelerin enerji tüketimini optimize ederek ve veri merkezi altyapısını daha verimli hale getirdiğini, bugün birçok veri merkezinin güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanarak sürdürülebilirliğe katkıda bulunduğunu dile getirdi.

Bulut bilişimin ihtiyaca göre ölçeklenebilir bir hizmet sunduğunu, gereksiz kapasiteyi önlediğini ve kaynakların israfını azaltarak işletmelerin talebe göre kaynak kullanımını artırabilme veya azaltabilme imkanı sağladığını vurguladı. Bulut bilişimin işletmelerin dijital dönüşüm süreçlerini hızlandırdığını ve yenilikçi çözümler geliştirmelerine yardımcı olarak daha verimli ve çevre dostu uygulamaları benimsemelerini sağladığını ifade etti.

Ancak, büyük veri merkezlerinin enerji tüketimi ve soğutma ihtiyacının çevresel etkilere yol açabileceğini de belirterek, bulut bilişimin sürdürülebilirliğe katkı sağlaması için hem teknolojik hem de politika düzeyinde sürekli iyileştirmeler ve çabaların gerekli olduğunu sözlerine ekledi.

Exit mobile version