Site icon TechInside

Fosil yakıt tüketimi hala zirvede! Peki neden?

Yapay zeka veri merkezleri

Yönetim danışmanlığı şirketi McKinsey’nin son raporuna göre, dünya genelinde temiz enerjiye doğru önemli bir yönelim olsa da fosil yakıtlar, 2050 yılına kadar küresel enerji arzının büyük bir kısmını oluşturmaya devam edecek. Elektrikli araçların beklenenden daha yavaş benimsenmesi ve temiz enerji teknolojilerinin yaygınlaşmasının önündeki engeller, fosil yakıtlara olan bağımlılığın devam etmesinin temel nedenleri olarak gösteriliyor.

Fosil yakıt tüketimi son hızla devam ediyor

McKinsey raporuna göre, fosil yakıt tüketimi 2025-2035 yılları arasında bir plato yakalayacak. Ancak temiz enerjiye geçiş süreci devam ederken, enerji güvenliğini sağlamak adına fosil yakıtlara yatırımların devam etmesi bekleniyor. Raporda ayrıca, gelişmekte olan ekonomilerin öncülüğünde küresel enerji talebinde önemli bir artış öngörülüyor. Bu talebin 2050 yılına kadar %18’e kadar çıkabileceği tahmin ediliyor.

Fosil yakıt tüketimi son hızla devam ediyor.

Rüzgar ve güneş enerjisi gibi düşük karbonlu enerji kaynaklarının, 2050 yılına kadar küresel elektrik üretiminin %65-80’ini karşılaması bekleniyor. Güneş enerjisinin düşük maliyeti sayesinde hızla yaygınlaşması beklenirken, hidrojen ve karbon yakalama gibi diğer temiz enerji teknolojileri bazı zorluklarla karşı karşıya kalabilir. Yavaş dağıtım, yüksek maliyetler ve yetersiz politika desteği gibi faktörler, bu teknolojilerin küresel iklim hedeflerine ulaşmak için gereken hızda yaygınlaşmasını engelliyor.

Nükleer enerjinin büyümesi ise düzenleyici engeller, kamuoyu güvenliği endişeleri ve nükleer atıkların yönetimi konusundaki zorluklar nedeniyle sınırlı kalıyor. Politika yapıcıların ve kamuoyunun nükleer enerjiye bakış açısını değiştirecek adımlar atılmazsa, nükleer enerjinin enerji dönüşümüne katkısı kısa ve orta vadede sınırlı kalacak.

Raporda ayrıca, küresel enerji dönüşümünü hızlandırmanın önündeki en büyük engellerden birinin de karbonun halihazırdaki düşük fiyatı olduğu vurgulanıyor. McKinsey, karbon yakalama, kullanma ve depolama gibi teknolojilerin yaygınlaşmasını teşvik etmek için karbon fiyatının önemli ölçüde artırılması gerektiğini öne sürüyor. Bu fiyat ayarlaması olmadan, karbonsuzlaşma hedeflerine ulaşmak ve iklim değişikliğiyle mücadele etmek oldukça zor olacak.

Raporda dikkat çekilen bir diğer önemli nokta ise küresel enerji dönüşümünün lityum, nikel ve kobalt gibi ham maddelerin bulunabilirliğine bağlı olduğu. Düşük karbonlu teknolojiler için hayati öneme sahip olan bu malzemelerin arzı, uzun geliştirme süreleri ve belirsiz talep nedeniyle kısıtlı. Jeopolitik gerginlikler ve enerji güvenliği endişeleri de tedarik zincirlerini daha da karmaşık hale getiriyor. Bu durum, yatırımcıların yeni madencilik ve işleme projelerine yatırım yapmasını zorlaştırıyor. Ülkelerin kritik malzemeler için paralel tedarik zincirleri oluşturması da temiz enerjiye geçiş sürecini yavaşlatabiliyor.

Exit mobile version