Ford tarafından başvurusu yapılan bu teknoloji, araç içindeki eğlence sisteminin yolcuların konuşmalarını dinleyerek “anahtar kelimeleri” tespit etmesini sağlıyor.
Yazılım, bu konuşmalardaki ifadeleri analiz ederek kişiye özel reklamlar sunabiliyor. Sistem, araç içi kameralar ve mikrofonlar aracılığıyla yolcuları tanıyıp, her kişiye farklı reklamlar yönlendirebilecek şekilde çalışıyor.
Ancak bu patent başvurusu, henüz ticari bir ürüne dönüşmedi. Şirketler sıkça, rakiplerini engellemek için bu tür patent başvuruları yapabiliyor. Bu teknoloji, özellikle kişisel gizlilik konusunda endişeleri tekrar gündeme getirdi.
Google Maps ve Waze gibi navigasyon uygulamaları, yolculuk esnasında benzin istasyonları veya mağazalar için sponsorlu reklamlar sunarken, müzik uygulamaları da araç içi eğlence sistemine bağlanarak kişisel reklamlar gösterebiliyor. Ancak Ford’un patent başvurusu, bu alandaki teknolojilerin bir adım ötesine geçiyor.
Siber güvenlik araştırmacısı Lukasz Olejnik, bu tür bir sistemin gizliliği koruyacak şekilde tasarlanmasının oldukça karmaşık olacağını belirtti. Ayrıca, Avrupa’daki yasalar gereği Ford’un bu teknolojiyi kullanabilmesi için yolcuların rızasını almasının zor olabileceğini ifade etti. Surrey Üniversitesi’nden bilgisayar bilimleri uzmanı Alan Woodward ise Ford’un bu patenti alarak başka şirketlerin kullanmasını engellemesini umduğunu söyledi.
Ford’un bu hamlesi, kişisel verilerin kullanımı konusunda geçmişte Facebook ve Google’a karşı yasal mücadeleler veren gizlilik savunucusu Max Schrems tarafından da eleştirildi. Schrems, bu tür bir sistemin Birleşik Krallık yasalarına göre araç sahipleri dışındaki yolculardan rıza almanın pratikte zor olacağını vurguladı.
Ford sözcüsü ise yaptığı açıklamada, patent başvurularının iş stratejisinin bir parçası olduğunu ve bunun şirketin gelecekteki planları hakkında bir ipucu vermediğini belirtti.