James Webb Uzay Teleskobu (JWST), evrenin erken dönemlerine dair bilinen tüm teorileri sarsan yeni keşiflere imza attı. İsviçre’deki Cenevre Üniversitesi liderliğinde yürütülen çalışmada, Büyük Patlama’dan yalnızca 1 milyar yıl sonra var olan ve neredeyse Samanyolu kadar büyük üç devasa galaksi bulundu. Kızıl tonlardaki görüntüleri nedeniyle bu galaksilere “Kırmızı Canavarlar” adı verildi. JWST’nin elde ettiği veriler, kozmolojik modellerin yeniden gözden geçirilmesine neden oldu.
Evrenin ilk dönemindeki “Kırmızı Canavarlar” keşfedildi
Bilim insanları uzun bir süredir galaksilerin belirli bir oluşum süreci izlediğini düşünüyordu. Bu modele göre kozmik gazlar zamanla kümeler halinde yoğunlaşıyor, bu gazlardan yıldızlar doğuyor ve milyarlarca yıl içinde galaksiler büyüyordu. Ancak evrenin 14 milyar yıllık tarihi içinde, ilk milyar yıl içinde bu kadar büyük ve olgun galaksilerin varlığı beklenmiyordu. JWST’nin 2021’deki fırlatılmasından sonra elde edilen bu veriler, bu öngörüyü tamamen değiştirdi.
Başlangıçta, bu büyük galaksilerin aktif kara deliklerden kaynaklandığı düşünülse de yeni bulgular, bu galaksilerin merkezinde aktif galaktik çekirdekler (AGN) bulunmadığını gösteriyor. Bu da galaksilerin sıra dışı büyüklük ve parlaklıklarının tamamen kendilerine özgü özellikler olduğunu ortaya koyuyor. JWST’nin FRESCO araştırmasından alınan veriler, bu galaksilerin ışığının Büyük Patlama’dan sadece 1 ila 1,5 milyar yıl sonra yola çıktığını ve z = 5 ile z = 9 arasında bir kırmızıya kayma değeri sergilediğini gösteriyor. Kırmızıya kayma, evrenin genişlemesi nedeniyle ışığın daha uzun dalga boylarına kaymasını ifade ediyor ve galaksilerin yaşını belirlemek için kritik bir ölçüt olarak kullanılıyor.
JWST’nin kızılötesi gözlem kapasitesi, bu galaksilerin kozmik tozla gizlenmiş bölgelerini detaylıca incelemeyi mümkün kılıyor. Araştırmada, bu galaksilerin yıldız kütleleri ve oluşum oranları, günümüz galaksilerine göre oldukça farklı koşullar altında şekillendiğini ortaya koyuyor. Günümüzde galaksilerde mevcut gazın yalnızca %20’si yıldıza dönüşürken, “Kırmızı Canavarlar”da bu oran %50’ye ulaşıyor. Bu da erken evrende galaksi oluşumunun çok daha hızlı ve verimli bir şekilde gerçekleştiğini gösteriyor.
Araştırmayı yöneten Mengyuan Xiao, bu keşfin evrenin ilk dönemlerine dair anlayışımızı tamamen dönüştürdüğünü vurguluyor. Xiao’ya göre, bu galaksiler üzerinde yapılacak daha detaylı çalışmalar, evrenin erken dönemindeki fiziksel koşulları ve galaksi oluşum süreçlerini daha iyi anlamamızı sağlayacak. JWST ve Atacama Large Millimeter Array (ALMA) gibi gelişmiş teleskoplarla yapılacak gelecekteki gözlemler, bu devasa galaksilerin nasıl bu kadar hızlı büyüdüğünü ve evrenin erken dönemlerinde galaksilerin hangi dinamiklerle şekillendiğini daha net bir şekilde ortaya koyabilir.