1997 yılında ABD’de yapılan bir çalışma sonucu üçüncü bir kişinin genetik materyali enjekte edilen 30 embriyo bu sene lise son sınıfa geçmiş durumda. Mitokondri DNA’larında fazladan segmentler olan bu kişilerin genetik materyalleri iki anne ve bir babadan geliyor – yani teknik olarak üç ebeveyne sahipler.
30 bebeğin 30’unun da sağlıklı bir şekilde hayatlarına devam edip etmedikleri belli değil. Deneyi yapan araştırmacılar 17 yaşına gelmiş olan bireyleri bu sene incelemeye başlayacaklar. Araştırmanın ortaklarından Institute for Reproductive Medicine and Science konu ile ilgili henüz açıklama yapmadı. Bireylerin kimlikleri ve sağlıkları kamuoyundan gizli tutuluyor.
Araştırma 17 yıllık olmasına karşın “tasarlanmış insanlar üretmenin” etiği günümüzde de güncelliğini koruyan bir konu. Genetik olarak üstün insanların üretilmesi, ya da basit olarak bir görünüşteki insanların diğer görünüşte olanlara tercih edilip üretilmesi bilim adamları, siyasetçiler ve pek çok farklı gruplardaki insanlar tarafından tartışılmaya devam ediliyor. Hatta Amerikan Yiyecek ve İlaç İdaresi embriyo modifikasyonunu ortaya çıkanların “biyolojik ürün” olarak niteleneceğinden dolayı yasaklamış durumda. Ancak zaten bu tip çalışmalar çocuklarına genetik hastalıklarını geçirmeleri yüksek ihtimal olan ebeveynler için yapılıyor.
Teorik olarak bu deneyin bireyleri üreme yoluyla modifiye genlerini sonraki nesillere aktarabilirler. Yani bundan sonra hiçbir “insan genetiği değiştirme” araştırması yapılmasa bile insan ırkına biyolojik müdahale kavramı hayata geçmiş oldu denilebilir.
Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler açısından bu teknolojik gelişme çok büyük öneme sahip zira çok daha dayanıklı, yavaş yaşlanan, hızlı öğrenebilen kısacası genetik yapısı ile diğer insanlara üstün özelliklere sahip ülkelerin kısa vadede olmasa bile gelecek bir kaç yüz yıl içinde dünyanın diğer ülkeleri üzerindeki egemenliği önlenemez şekilde yükselişe geçebilir. Her ne kadar bu durum şu anda kulağımıza bilim kurgu gibi gelse de yapılan çalışmaların bu yönde gelişmelere gebe olduğunu açıkça görebiliyoruz.