Tuzla tersanesinde inşa edilen ve dünyanın en uzun rüzgar gücüyle çalışan kargo gemisi olarak tarihe geçen Neoliner Origin, deniz taşımacılığında devrim niteliğinde bir yenilik sunuyor. Fransız denizcilik şirketi Neoline tarafından geliştirilen bu yenilikçi Ro-Ro gemisi, Koç Grubu’na bağlı RMK Marine tersanesinde üretilerek suya indirildi. İnşa sürecinin tamamlanmasının ardından Türkiye’den hareket ederek Fransa’nın Saint-Nazaire limanına gidecek olan gemi, karbon emisyonlarını büyük ölçüde azaltarak çevre dostu taşımacılığın öncülerinden biri olmayı hedefliyor.
Dünyanın en uzun yelkenli kargo gemisi hizmete başlıyor
Neoliner Origin’in en dikkat çekici özelliği, ana güç kaynağı olarak rüzgar enerjisinden yararlanıyor olması. 136 metre uzunluğundaki bu gemi, 5300 ton kargo taşıma kapasitesine sahip ve geleneksel fosil yakıtlı gemilere kıyasla %80 daha az yakıt tüketiyor. Bunun mümkün olmasını sağlayan en önemli unsur ise geminin devasa boyuttaki yelkenleri. Toplam 3000 m²’lik bir yüzeye sahip olan bu yelkenler, 76 metre yüksekliğinde katlanabilir Solidsail karbon direklere monte edilmiş durumda. Katlanabilir yapıdaki bu direkler, gerektiğinde alçaltılarak geminin limanlara giriş çıkışında veya düşük rüzgar koşullarında esneklik sağlamasına olanak tanıyor. Yelkenlerden maksimum verim elde etmek için gemide gelişmiş bir hava rota sistemi bulunuyor. Bu sistem, rüzgar akımlarını takip ederek en uygun güzergahı belirlemekte ve enerji kullanımını en verimli hale getirmekte kritik bir rol oynuyor. Ayrıca, geri çekilebilir anti-drift palaları sayesinde denizde daha stabil bir seyir sağlanıyor.
Geminin yük kapasitesi de oldukça dikkat çekici. 6 metrelik 265 konteyner veya 321 otomobil taşıyabilecek şekilde tasarlanan Neoliner Origin, sadece kargo taşımacılığıyla sınırlı kalmayıp aynı zamanda yolcu taşıma imkânı da sunuyor. Gemide 13 kişilik bir mürettebat bulunurken, 6 çift kişilik kabinde toplam 12 yolcu taşınabiliyor. Geminin seyir hızı ise hem verimlilik hem de yakıt tasarrufu sağlamak amacıyla 11 deniz mili olarak optimize edilmiş durumda. Geleneksel yakıtlı kargo gemileriyle kıyaslandığında, Neoliner Origin’in aynı mesafeyi kat ederken beş kat daha az yakıt tüketmesi ve karbon salınımını büyük ölçüde azaltması, deniz taşımacılığında çevreci teknolojilere yönelik önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Denizcilik sektöründe karbon ayak izini düşürmeyi amaçlayan bu proje, özellikle havacılık ve kara taşımacılığı gibi yüksek emisyonlu sektörlerde sürdürülebilir çözümler arayışının arttığı bir dönemde büyük bir öneme sahip. Neoliner Origin’in başarısı, gelecekte daha fazla yelken destekli ticari geminin geliştirilmesine öncülük edebilir. Uzun vadede, rüzgar gücünden yararlanan bu tür yenilikçi tasarımlar, uluslararası deniz taşımacılığında yakıt maliyetlerini düşürmekle kalmayıp çevresel sürdürülebilirliğe de büyük katkı sağlayabilir.