Hayatının ikinci yarısında bilgisayar ile insan etkileşimi üzerine çalışmalar yapacak olan Douglas Engelbart; daha yirmi yaşında iken ikinci dünya savaşı yaşanıyordu ve radarın başında hiç durmadan noktaları takip edip sürekli rapor veriyordu. Üstün zekası bir saniye olsun boş durmuyordu. Ekranda yanıp sönen noktalara hükmedebilse, yerlerini değiştirebilse ne güzel olurdu diye düşünüyordu.
Yıllar sonra “insan zekasını artırma” isimli bir projede çalışırken ekranda farklı konumlardaki noktalara hızlıca erişme ihtiyacı önem kazanmıştı. İşleri hızlandırmak için ikinci dünya savaşındaki günler gelmişti aklına. Ekranda bir nokta olsa ve onu hareket ettirebilsem demişti.. Oturup icatlarını hayata geçirdi ve arkadaşlarına sundu. Bugün halen kullandığımız fare birkaç alternatiften bir tanesiydi sadece. Işıklı kalemler, joystick’ler de vardı buluşları arasında. Ama hangisinin en uygun olacağına karar verememişti. NASA’ya gidip çalışanlar ile birlikte test ettiğinde en etkilisinin fare olduğuna karar verdi. Daha sonra başka bir firmada çalışan ve çok yakın arkadaşı olan Bill English’den daha uygun bir tasarım istedi. Bill neredeyse bugün kullanılan farelerin aynısını tasarladı ve Douglas ile ekibine kullanması için verdi. Böylece insan zekasını artırma projesinde işlerin daha hızlı yapılabilmesi için fare kullanılmaya başlanmış oldu.
O dönem Bill‘in çalıştığı firma patenti kendi üzerine almıştı. Patentte fareye “görüntüleme sistemleri için X-Y yer gösterici sistem” tabiri kullanılmıştı. Douglas bir mucitti, bu konuya çok takılmadığını yıllar sonra yaptığı röportajlarda açıklamıştı. Bu patenti daha sonra Steve Jobs sayesinde yaklaşık 40 bin dolara Apple firması satın almıştı. Steve Jobs zekasını burada da konuşturmuş ve deha bir fikri ticari bir fikre dönüştürmüştü. 1966 yılında kullanılabilirlik üzerine yine büyük bir fark yaratmıştı.
Bugün kullanılabilirlik deyince akla gelen ilk isim olan Steve Jobs ne ilginçtir fare ile değil, Apple, iPhone tasarımı ile anılır. Steve Jobs bu nedenle sadece birkaç yıl öncesinin dehası değil, fareyi yaygınlaştırarak, son yarım asırın en deha insanlarından biri olmuştur. Onun sayesinde grafiksel işletim sistemlerinin önü açılmıştır çünkü yıllar önce..
Diğer yandan farklı bir bakış açısıyla… Ticari deha olmak mı daha önemli yoksa mucit olmak mı? Eğer Steve Jobs olmasaydı Douglas’ın keşfi bu kadar hayatı kolaylaştırıyor olmayabilirdi…
Aynen Tesla ile Edison’un hikayesi gibi.