Çok uzun süredir, birçok kişi depolamayı rekabette avantaj sağlayacak bir etken olmaktan çok ticari bir gereklilik olarak gördü. Ancak son yıllarda bu bakış açısının değiştiğini görüyoruz.
Depolamaya, doğru yatırım yapmayı veya veri merkezlerini doğru şekilde modernize etmeyi başaramayanlar, uzun vadede kaybetme riski ile karşı karşıya kalırken rakipleri BT’de her geçen gün artan zorlukların üstesinden gelmelerini sağlayacak şekilde kendilerini donattı.
Bu durum, IDC’nin yaptığı araştırmada birleşik veya entegre sistem pazarı içerisinde en hızlı büyüyen segmentin neden hiper-bütünleşik altyapılar (HCI) olduğunu açıklıyor. Veri merkezi altyapılarında ortaya çıkan bu yeni yaklaşım, daralan veya durağan bütçeler ve BT ekiplerinin üzerine binen aşırı iş yükü nedeniyle daha da güçleniyor. İşte tam bu noktada, sanal depolama devreye giriyor.
Sanal depolama, modern rekabetçi avantajların elde edilebilecek temel etkenlerin başında geldiğini kanıtlıyor. Bu depolama, “sürekli” çalışabilir olması, güvenliği arttırması ve yatırım getirisiyle (ROI) geleceğin dinamik ticari faaliyetleri için kurumları hazırlıyor. Bu depolama olmadan kurumlar rekabette geride kalacak.
İş sürekliliğini sağlamak
Bazı kurumlar iş sürekliliğini basit sanma yanılgısına düşüyor. Oysaki iş sürekliliği, işletmenin dijital dönüşümü sürecinde, kolayca bir soruna dönüşebilir. Kurumlar birden çok veri merkezi kurarken iki lokasyon arasında bir bağlantı kopması yaşayabilir.
Bu da işlerin devam etmesi için bir yedeğin gerekli olması anlamına gelir. Sanal depolama çözümlerinin sunduğu genişletilmiş kümeler, çoklu veri merkezlerinde bu sorunun yaşanmasının önüne geçmeye yardımcı olur. Eğer bir veri merkezinde kesinti yaşanırsa diğer veri merkezi müdahale olmaksızın çalışmaya devam eder. Bunun da nedeni veri merkezinin çalışırken aynı anda yedekleme yapmaya devam ediyor olmasıdır.
Örneğin Danimarka’nın market zinciri Coop, doğrudan bu kolaylıktan faydalanıyor. Tüm sunucularını tek bir fiziksel sunucu platformuna taşıyan Coop, kısa bir süre sonra bir sorunla karşılaştı. Her hafta Perşembe günü saat 12.00’da tüm sistemleri iki dakika boyunca tamamen kapanıyordu.
Şirketin bunun nedeninin antivirüsten kaynaklandığı bulması ise birkaç haftayı buldu. Tam bu saatte antivirüs, virüs tanımlama dosyasını bin 300 sunucuya aynı anda indirerek altyapının tamamen kapanmasına neden oluyordu. Bu süre boyunca alışveriş işlemleri yapılamadığından market zincirinde işler duruyordu. Bu nedenle Coop, bazı sistemlerini ayrı depolama platformlarına taşımıştı ki bu ise pahalı bir çözümdü.
Coop, sanal depolama platformumuz vSAN’i kullanmaya başladıktan sonra iş sürekliliğini de garanti altına almış oldu. Sanallaştırılmış depolamanın üstün performansı sayesinde antivirüs tanımlama dosyasını indirmeye devam etse de sistem performansı bu durumdan etkilenmiyordu. Ayrıca market zincirinin, depolama ihtiyaçları için tek çözüm olarak vSAN’i kullanması da uygun maliyet anlamına geliyordu.
Bugün Coop mağazalarının tüm işlerine güç veren depolama bu nedenle yazılım-tanımlı depolama. Mağazalardaki raflardan depolardaki ürünlerin dağıtımına ve merkezdeki işlemlere kadar tüm alanlarda artık bu depolama kullanılıyor.
Sanal güvenlik bölgeleri ile gelişmiş koruma
Yazılım tanımlı depolama ayrıca günümüzdeki kurumlar tarafından BT için önemli bir konuda da kullanılıyor. Bu konu, her geçen gün artış gösteren sofistike siber saldırıların bir adım önünde olma zorunluluğu. vSAN, verileri durağan olduğu zamanda da şifreleyebilen araçlar barındırıyor. Bunun haricinde, sanal depolama platformları ağa sorunsuz bir şekilde bağlanıyor ki bu da verilerin güvenliğini ve verimliliğini ciddi seviyede arttırıyor.
Maliyet tasarrufundan tam istifade
Sanal depolamanın bir diğer faydası ise yatırımların geri dönüşü ve maliyetlerde tasarruf. Örneğin New College Durham Üniversitesi bu avantajdan faydalanan bir kurum. İngiliz hükümetinin maliyetleri düşürme kararı ardından bu üniversite, mevcut depolama alan ağına (SAN) alternatif aradı ve nihayetinde yazılım tanımlı bir alternatife geçti. Bu geçiş sonrasında üniversite, fiziksel depolama alan ağlarını yenilemeden 100 ila 120 bin sterlin arasında maliyet tasarrufu elde etti.
Platformun kurulmasıyla ayrıca servis seviyesini modifiye etme ve iş yüklerinin konfigürasyonunu hızlandırma gibi operasyon maliyetlerinde de önemli tasarruf sağlandı. İnsan kaynağına yapılan harcamaların önüne geçen sanal depolama çözümü, uygun maliyetli sanal katman kullanarak, insan müdahalesi olmaksızın, veri merkezi içerisindeki bileşenlerin tek tek yönetilmesini mümkün kılıyor.
Depolama artık bir işletmenin eski verilerini saklamak ile sınırlı sıradan bir şey değil. Bütçe kısıtlamaları, güvenlik ve iş sürekliliğinin sağlanması gibi sorunlarla karşı karşıya kalan BT departmanları, bu sorunların üstesinden gelmek için sanal depolamadaki yeni geliştirmelerden faydalanabilir.
Artık, depolamayı “veriyi saklamaya yarayan bir teknoloji” olarak görmekten vazgeçip “bir şirketin rekabette öne geçmesini sağlayacak yazılım tanımlı bir temel” olarak görme zamanı.
Bu yaklaşımı benimsemeyen şirketler daha hızlı, daha çevik ve daha güvenli rakipleri karşısında kaybetme riski ile karşı karşıya kalacaktır. Artık veride de modernizasyon yaşanıyor. Bu değişimin gerisinde kalacak işletmeler her zaman rakiplerine yetişmeye çalışmak zorunda kalacaktır.
Zaman değiştikçe şirketlerin de tasarruf yaptıkları alanlarda değişmeler gözlemleniyor. VMware Türkiye Ülke Müdürü Murat Mediçeler tarafından kaleme alınan yazıyla sunucu masraflarının da sanallaşma yoluna gidilerek azaltılmaya çalıştıldığını görüyoruz.