Hepimiz sorunun bir parçasıyız. Dijital Reklam endüstrisi yumruklarını sıkmış, reklam engelleme yazılımı üreten ve kullanan herkese nefretini kusarken, hiç birimizin umurunda olmuyor. Yüz milyonlarca insan zaten hali hazırda reklam engelleme yazılımlarını masaüstü bilgisayarlarında veya cep telefonlarında kullanıyor. Araştırmalar gösteriyor ki, önümüzdeki yıl içerisinde bu rakam ikiye katlanabilir. İnsanlar reklam engelleme yazılımlarını seviyor ve kullanmaktan vazgeçmeyecekler. Bu yüzden, dijital reklam endüstrisi kimi zaman hile, yanıltma, kimi zamansa düpedüz hack sınıfına sokabileceğimiz uygulamaları bir kenara bırakıp sorunun kaynağına inerse, herkes için daha iyi olacak.
Dijital reklam ve reklam engelleme hakkında bazı rakamlar
Reklam engelleme yazılımları hakkında hazırlanmış en güncel raporlar, 2015 yılı Ağustos ayı itibariyle 200 milyon kişinin bilgisayarlarında bu yazılımları kullandığını ortaya çıkartmış durumda.
Mary Meeker’ın 2016 İnternet Trendleri Raporu’nda hem masaüstü bilgisayarlarda, hem dizüstü bilgisayarlarda hem de cep telefonu ve tabletlerde, kısacası dijital reklamların tüm yayın alanlarında reklam engelleme yazılımlarının artışta olduğu kaydediliyor.
HubSpot’un Global Interruptive Ads Survey raporu 2014 ve 2016 yıllarını kapsıyor. 18-35 yaş arası yetişkinlerin yüzde 60’ı reklam engelleme yazılımı kullanırken, 35 yaş üstü kullanıcılarda bu oran yüzde 50.
PageFair ve Adobe’un raporlarına baktığımızda 2014 ve 2015 yıllarında ABD’li kullanıcıların yarısı reklam engelleme yazılımı kullanıyor.
IAB’nin güncel raporlarına göre masaüstü bilgisayar kullanıcılarının yüzde 26’sı bir reklam engelleme yazılımı kullanıyor.
Raporların geneline baktığımızda, önümüzdeki bir veya iki yıl içerisinde dijital reklamları engellemek için yazılım kullanan kullanıcıların sayısı ikiye katlanacak. 2015 yılı Ağustos ayındaki 200 milyon kişilik hacim zaten şu anda 300 milyona yaklaşmış durumda. Bu durumun sektöre etkisi de çok büyük. Ovum ve The Wallstreet Journal’ın 2015 raporu, reklam engelleme yazılımları sebebiyle yalnızca yayıncıların 24 milyar dolar kaybettiğini ortaya koyuyor.
Reklam engelleme nasıl çalışıyor?
Reklam engelleme yazılımları arama reklamlarından bannerlara, remarketing kampanyalarından YouTube reklamlarına, sponsorlu sosyal medya paylaşımlarından bazı “native” reklamlara kadar her şeyi engelleyebiliyor. İnternette bir sayfa yüklenirken, örneğin AdBlock, sayfadaki öğelerin hangi kaynaklardan geldiğine bakıyor ve bu şekilde neyin reklam olduğunu, neyin olmadığını belirliyor. Masaüstü bilgisayarlar bu iş basit bir tarayıcı eklentisi ile yapılıyor. Mobil tarafta ise ayrı bir tarayıcı veya tarayıcı ayarları ile sağlanıyor. Küçük bir yazılımın yüklenmesi ve bir iki tıklama ile neredeyse tamamen reklamdan arındırılmış internet sahibi olunuyor. Reklam engelleme yazılımlarının bir yan etkisi de, reklamların yüklenmesine izin verilmediği için internet sayfalarının biraz daha hızlı açılması. Reklamlara ait verilerin transferi de yapılmadığı için internet kotasının da daha az harcanmasını sağlıyor.
AdBlock yazılımı en çok bilinen ve kullanılan yazılımlardan biri olduğu için örnekleri AdBlock üzerinden veriyoruz. Tüm reklam engelleme yazılımları hemen hemen aynı şekilde ve aynı mantıkta çalışıyor. Devam edelim. AdBlock’a cevap olarak kimi internet sitesi, ziyaretçinin reklam engelleme yazılımı kullandığını fark ettiğinde bir mesaj görüntülüyor. Mesajda kullanıcının dijital reklamlara izin vermesi ve sitelerinin reklam engelleme yazılımının beyaz listesine, yani reklamların engellenmeyeceği domain adresi listesine kaydetmelerini istiyor. Times’ın bir raporuna göre, kulalnıcıların yüzde 40’ı gerçekten de o siteyi engellemekten vazgeçebiliyor, özellikle mevzu bahis site yüksek kaliteli içerik sunuyorsa ve bu içeriği sunmak için neden para kazanmaları gerektiğini açıklıyorsa.
Çözümü reklam engelleyenler buluyor
Ancak internet yayıncıların çok büyük bir kısmı, yalnızca trafik çekme derdinde oldukları için böyle önlemler almıyorlar. İnternet yayıncılığının maalesef çok büyük kısmının kopya veya çalıntı içerik olduğunu, olmayan kısmının da büyük çoğunluğunun “click-bait” içerik ürettiğini düşünecek olursak, kullanıcılar da dijital reklamları engellememek için bir sebep görmüyorlar. Fakat aynı zamanda kaliteli içerik yayıncıları dijital reklamların takipçilerini ne kadar sıkıntıya soktuğunun farkına varmaya başladı. Bu yüzden reklam tarzlarını daha en baştan AdBlock veya benzeri bir yazılımın kullanılma gerekliliğini ortadan kaldırma üzerine kuruyorlar. New York Times ve YouTube gibi dev diyebileceğimiz yayıncıların bir kısmı ise, tamamen reklamdan arındırılmış özel abonelikler sunuyorlar.
Tamamen reklamsız bir internetin imkansız olduğu bir gerçek. Bu gerçeğin aslında kullanıcılar da farkında. AdBlock’un yayınladığı raporlara göre, dijital reklamları engelleyen kullanıcıların yüzde 75’i, bazı sitelerdeki reklamları engellememeyi seçiyorlar. Bu sitelerin ortak özelliği, reklamların içeriğin önüne geçmediği, kullanıcıyı rahatsız etmediği ve dikkatini dağıtmadığı tasarımlar. Buradan yola çıkan AdBloc, Acceptable Ads Manifesto (Kabul edilebilir reklam manifestosu) adı altında bir takım kurallar belirledi. Kuralları belirlerken kendi kullanıcı kitlesinin oluşturduğu büyük veriyi kullanan AdBlock, bu kurallara uygunluk gösteren sitelerin reklamlarını engellememe kararı aldı. Zaten, teorik olarak, böyle bir sitenin reklamlarını kullanıcılar da engellemek istemeyecek. Zorla reklam göstermeye çalışmaktansa, kullanıcının tercih ettiği şekilde dijital reklam göstermek işe yarıyor.