Site icon TechInside
Dijital minimalizm teknoloji çağında sadeliğe dönüyor

Dijital minimalizm teknoloji çağında sadeliğe dönüşün yolları ve faydaları

Dijital minimalizm

Less is more, son zamanlarda sıkça tekrarlanan bir nakarat haline geldi. Bu slında 2.500 yıl öncesine dayanan bir fikir. Beverley D’Silva dış düzeni, iç huzuru ve sadeliğin bizi mutlu etmeye nasıl yardımcı olabileceğini araştırıyor.

Minimalizm günümüzde her yerde karşımıza çıkıyor. Tamamen indirgeme ve “az çoktur” ile ilgili bir şey için, bununla ilgili çok şey var. Terim artık sayısız felsefeye, ürüne veya yaşam tarzı seçimine uygulanıyor. Işıklandırma tasarımından daha az eşyaya sahip olma hedefine veya -en yalın minimalizm- keşişvari çileciliğe kadar. Tanımlar geniş. Sanatçı Michael Landy’nin 2001 tarihli öncü projesi Break Down’da tüm dünyevi mallarını yok ettiği gibi, gezegene verdiğimiz zararı düşünmemizi sağlamayı amaçlayan derin bir felsefe mi? Yoksa bu, sadece sahip olduklarımız ve attıklarımızla ilgili bir şey mi? Marie Kondo’nun, etrafımızdakilerle “mutluluk kıvılcımı çakma” kavramının yankı bulduğu ve her Kon-Mari yöntemiyle 11 milyon kitap sattığı düşünüldüğünde, örgütlenme imparatoriçesi olarak adlandırılan bu kavram, sadece sahip olduklarımız ve attıklarımızla ilgili bir şey mi?

Dijital minimalizm ve teknoloji çağı

Kondo, son on yılda popüler sahneye minimalizm davulunu çalarak çıkan yeni bir ordunun parçası. Bununla birlikte, neden sahip olduğumuzun incelenmesini hayatlarının işi haline getirenler var. Joshua Fields Millburn ve Ryan Nicodemus, namıdiğer Minimalistler bu isimler arasında. 2009’da, çocukluk arkadaşları minimalizmin stresli, yüksek kazançlı yönetici hayatlarına ışık tutabileceğini gördüler ve itiraf ettikleri eşyaların birikimi, derin mutsuzluklarından ve hoşnutsuzluklarından bir dikkat dağıtıcı olarak hareket etti. Dijital minimalizm konusunda Nicodemus: “Amerikan rüyasının peşindeydim ta ki bunun benim rüyam olmadığını fark edene kadar” diyor.

Minimalizme kapılan bu kişiler, eşyalarının yüzde 90’ını düzenleyip elden çıkardı. Başarılı blogları, kitapları ve TV dizileri aracılığıyla neşe ve yeni kariyerler geliştirdi. Yeni Netflix dizileri Less Is Now, kişisel hikayelerine eğlenceli bir bakış açısı getiriyor. Greenpeace ABD’den Annie Leonard gibi uzman görüşleriyle bir dava çağrısı sunuyor. Leonard: “şirketler ve kar hırsı, sahip olduğumuz şeylere olan bağımlılığımızın kesinlikle arkasında” diyor. Alışveriş terapisinin katlanarak büyümesini insanların “topluluğa, amaca, kimliğe sahip olmanın diğer yollarını kaybetmesine” bağlıyor. Bu arada, Los Angeles’ta mega kilisenin kurucusu Erwin McManus, bu konuda manevi bakış açısına sahip. McManus: “Minimalizmin dersleri çok güçlü. Çünkü tüm yanlış şeyleri yiyip duruyoruz ve önemli olan şeylere açlıktan ölüyoruz” diyor.

Exit mobile version