Denizin derinliklerinden düşük maliyetle içme suyu elde etmek ve aynı zamanda soğutma teknolojisinde kullanmak amacıyla geliştirilen yeni bir sistem, büyük bir yenilik sunuyor. OceanWell isimli Kaliforniya merkezli firma, denizden ters ozmoz yöntemiyle tatlı su üretme hedefiyle, dünya genelindeki su krizine ekonomik ve çevre dostu bir çözüm getirmeye hazırlanıyor. Sistemin temelinde, yaklaşık 400 metre derinlikte yerleştirilen ve tuzlu suyu içilebilir hale dönüştüren podlar yer alıyor. Her bir pod, günlük olarak 4000 metreküp tatlı su üreterek Türkiye’deki yaklaşık 250 evin su ihtiyacını karşılayabilecek bir kapasite sunuyor.
Denizin derinliklerinden içilebilir su elde edilebiliyor
Bu yenilikçi sistemin en dikkat çekici özelliği, derin deniz basıncını kullanarak diğer ters ozmoz teknolojilerine kıyasla yüzde 40 oranında daha az enerji harcaması. Deniz tabanına yerleştirilen ters ozmoz ünitesi sayesinde, geleneksel tuzlu su arıtma tesislerinin yüksek enerji maliyetlerine etkili bir alternatif oluşturuluyor. Ayrıca sistem, dünya genelinde kullanılan mevcut tuzlu su arıtma yöntemlerinde metreküp başına harcanan enerji miktarını en az 3 kWs’den 2 kWs’nin altına düşürmeyi hedefliyor.
Bu teknolojinin pratik bir örneği, Kaliforniya eyaletinde gerçekleştirilecek projede ortaya çıkacak. İlk tesis, günde 220.000 metreküp tatlı suyu şehir şebekesine sağlayarak, İstanbul’un en büyük barajı olan Ömerli’nin kapasitesine eş bir düzeyde hizmet sunacak. Özellikle eyaletin uzun yıllardır karşı karşıya olduğu su kıtlığı sorununa bu şekilde bir çözüm sunulması bekleniyor. Sistem ayrıca, soğuk deniz suyunun doğal bir ısı değiştirici olarak kullanılmasıyla elektrik ya da yakıt tüketmeden merkezi soğutma ihtiyaçlarına da çözüm sunabiliyor. Bu yenilik, sıcak bölgelerde klima kullanımını azaltarak elektrik tüketimini ve soğutma maliyetlerini düşürmeyi vaat ediyor.
OceanWell’in çevresel etkilere yönelik yaklaşımı da övgüye değer. Tuzdan arındırma sürecinde ortaya çıkan yoğun tuzlu su miktarının, mevcut sistemlerden çok daha az zararlı olduğu belirtiliyor. Normal tuzlu suya oranla yalnızca %10-15 daha yoğun olan bu suyun, çevresel etkileri en aza indireceği öngörülüyor. Geleneksel tuzlu su arıtma tesislerinde elde edilen fazla tuzlu suyun canlılar üzerindeki olumsuz etkilerini minimuma indirme vaadi, sistemi çevresel sürdürülebilirlik açısından da önemli bir konuma yerleştiriyor. Bu yeni teknolojinin, dünya genelinde daha fazla ülkede yaygınlaştırılmasıyla, su ve enerji krizine etkili çözümler sunması hedefleniyor.