Yeni bir çalışma, geleceğin enerji kaynağı olarak umut vadeden hidrojenin, sıra dağlarının altında doğal olarak bol miktarda bulunabileceğini ortaya koydu. Hidrojen, şu anda büyük ölçüde fosil yakıtlarla üretilse de, bu çalışma hidrojenin doğal jeolojik süreçlerle üretilebileceğini gösteriyor. Almanya’daki GFZ Helmholtz Jeoloji Bilimleri Merkezi’nden bilim insanları, levha tektoniği modellemesi yaparak, dağ sıralarındaki bazı alanların doğal hidrojen üretimi için potansiyel “sıcak noktalar” olabileceğini keşfettiler.
Dağlar, geleceğin en önemli enerji kaynağına mı sahip?
Pireneler, Alpler ve Himalayalar gibi dağ sıralarının, yerin derinliklerinden gelen manto kayalarının yüzeye yakın hale gelmesiyle hidrojen üretimi için uygun alanlar sunduğu belirtiliyor. Bu süreç, manto kayalarının suyla reaksiyona girerek yeni mineraller ve hidrojen gazı oluşturduğu “serpantinleşme” olarak adlandırılıyor. Bu olay, milyonlarca yıl süren tektonik hareketlerle, yerin derinliklerinden yüzeye doğru kayaların taşınması sonucunda gerçekleşiyor.

Modelleme, dağ sıralarındaki bu süreçlerin, rift havzalarına kıyasla çok daha verimli olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle dağlar, optimum sıcaklık, su kaynağı ve uygun rezervuar kayaları gibi ideal şartlar sağladığı için doğal hidrojen üretimi ve depolaması konusunda çok daha verimli hale geliyor. Bu dağ sıraları, hidrojenin yılda 20 kat daha fazla üretilebileceği yerler olarak öne çıkıyor. Ayrıca, bu dağlar, hidrojen birikiminin sondaj yoluyla çıkarılabileceği uygun rezervuar kayalarına da sahip. Pireneler, Alpler ve Balkanlar gibi bölgelerde, doğal hidrojenin erken belirtileri bulunmuş ve keşif çalışmaları halen devam etmektedir.
Hidrojen, yanma sırasında yalnızca su üreten temiz bir yakıt olarak uzun zamandır geleceğin yeşil yakıtı olarak kabul ediliyor. Gelecekte, özellikle havacılık, deniz taşımacılığı ve çelik üretimi gibi alanlarda hidrojenin yoğun bir şekilde kullanılması bekleniyor. Bu keşif, hidrojenin daha geniş bir şekilde enerji kaynağı olarak kullanılabilmesinin önünü açabilir.