Çin, nükleer füzyon alanında önemli bir dönüm noktasına imza attı. Ülkenin “Yapay Güneş” olarak adlandırılan Experimental Advanced Superconducting Tokamak (EAST) reaktörü, geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiği bir deneyle dünya çapında bir rekor kırarak plazma sıcaklığını 100 milyon santigrat dereceyi 16 dakika boyunca aşık tutmayı başardı. Bu, önceki rekorun neredeyse üç katı bir süreyi temsil ediyor ve nükleer füzyon enerjisinin sürekli ve güvenilir bir enerji kaynağı haline gelmesi için kritik bir eşik olarak kabul ediliyor. EAST’in başarısı, füzyon enerjisinin ticari bir gerçekliğe dönüşmesi yolunda atılmış önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Çin, nükleer füzyon alanında yeni bir rekora imza attı
EAST reaktörü, nükleer füzyon araştırmalarının geleceği adına büyük bir öneme sahip. Bu reaktör, Güneş’teki nükleer füzyon sürecini taklit ederek temiz, sürdürülebilir ve sınırsız enerji sağlamayı hedefliyor. Füzyon sürecinde hidrojen atomlarının çok yüksek sıcaklıklarda birleştirilmesi sağlanıyor, bu da inanılmaz derecede büyük bir enerji üretimi anlamına geliyor.
Ancak bu süreç, plazmanın 100 milyon santigrat derecenin üzerinde tutulması, uzun süre kararlı bir şekilde hapsolması ve füzyon reaksiyonunun hassas bir biçimde kontrol edilmesi gibi büyük zorluklarla karşılaşıyor. Bu başarı, sadece elektrik üretimi için değil, aynı zamanda uzay keşifleri için de büyük potansiyele sahip, çünkü bu teknoloji, uzak gezegenlere yapılan yolculuklar için de kullanılabilir.
EAST, daha önce 2023’te 403 saniyelik, 2021’de ise 101 saniyelik sürekli çalıştırma rekorları kırmıştı. Bu son başarı, Çin’in nükleer füzyon alanındaki yeteneklerini dünya çapında bir kez daha kanıtlamış oldu. Ayrıca, EAST’in çalışmaları, Uluslararası Termonükleer Deneysel Reaktör (ITER) programına ve Çin Füzyon Mühendisliği Test Reaktörü (CFETR) projelerine de önemli katkılar sunuyor. EAST projesi, bu büyük füzyon santralleri ve gelecekteki enerji üretim sistemleri için kritik veriler sağlamakta ve giderek gelişen teknolojilerle, sürdürülebilir enerji üretimi konusunda daha büyük adımlar atılması mümkün kılmaktadır. Çalışmaların nihai hedefi, Güneş gibi temiz ve sonsuz bir enerji kaynağını oluşturmak ve bu teknolojiyle uzaya dair keşifler için gerekli altyapıyı sağlamaktır.