Çin, son yaptığı keşiflerle lityum rezervini üç katına çıkararak, dünyanın en büyük ikinci lityum rezervine sahip ülke konumuna yükseldi. Şili’nin ardından ikinci sırayı alan Çin, bu gelişmeyle küresel lityum pazarındaki payını %6’dan %16,5’e çıkardı.
Küresel rekabette öne çıkıyor
Çin devlet haber ajansı Xinhua‘nın bildirdiğine göre, bu keşifler Avustralya, Arjantin ve Bolivya’yı geride bırakmalarını sağladı. Çin’in lityum rezervlerindeki bu büyük artışın ardında, yeni yatakların keşfi ve gelişmiş çıkarma yöntemleri bulunuyor. Özellikle Tibet’te bulunan 2.800 kilometre uzunluğundaki spodümen madeni, önemli bir lityum kaynağı olarak öne çıkıyor. İlk tahminler, bu bölgenin 6,5 milyon tondan fazla lityum içerebileceğinive potansiyel rezervlerin 30 milyon tona kadar çıkabileceğini gösteriyor.

Ayrıca, Tibet Platosu’ndaki keşiflerde, 14 milyon tondan fazla lityum içerdiği tahmin edilen ve türünün üçüncü en büyüğü olan tuz gölleri de bulunmuş durumda. Bu keşiflerin, Qinghai, Sichuan ve Xinjiang gibi çevre bölgelerde de yeni rezervlerin keşfedilmesine zemin hazırlayabileceği belirtiliyor.
Yeni teknolojiler çıkarmayı kolaylaştırıyor
Çinli araştırmacılar, daha önce çıkarılması teknik olarak zor ve maliyetli bir mineral olan lepidolitin işlenmesinde önemli ilerlemeler kaydetti. Bu teknoloji sayesinde, Jiangxi bölgesinde ek 10 milyon ton lityumun çıkarılmasının yanı sıra Hunan ve İç Moğolistan’daki rezervlerin de değerlendirilebilmesi bekleniyor.

Enerji sektöründe stratejik bir avantaj
Dünya lityum iyon pil üretiminin %75’ini karşılayan Çin, bu yeni keşiflerle hammadde konusunda dışa bağımlılığını azaltmayı ve kendi kendine yeterli hale gelmeyi hedefliyor. Lityum, Çin’in elektrikli araçlar ve yenilenebilir enerji sektörlerindeki hızlı büyümesinin temel unsurlarından biri olarak görülüyor.
Çin’in bu keşiflerle enerji sektöründeki rekabet gücünü daha da artırması ve küresel piyasalarda etkisini genişletmesi bekleniyor.