Nükleer felaketten 38 yıl sonra Çernobil toprağı tarım için ‘güvenli’ ilan edildi. Bu, 1986’daki felaketten bu yana kirli olarak sınıflandırılan ve terkedilen büyük tarım arazilerinin bir kez daha ürün yetiştirmek için kullanılabileceği anlamına geliyor.
Çernobil tarım için kullanılabilecek
Bölgede yapılan araştırmalara göre, Çernobil nükleer reaktör felaketi alanının yakınındaki geniş tarım arazilerinde radyasyon seviyeleri güvensiz olarak değerlendirilen seviyelerin altına indi. Bu, 1986’daki felaketten bu yana kirli olarak sınıflandırılan ve terkedilen büyük tarım arazilerinin bir kez daha ürün yetiştirmek için kullanılabileceği anlamına geliyor. Bu, Ukrayna’nın tarım arazilerine yönelik artan talebine yardımcı olabilir. Özellikle de Rusya ile savaşın, ekilebilir arazilerin büyük bir kısmının savaş bölgelerine dönüşmesine yol açtığı bir dönemde oldu.
38 yıl önce Çernobil Nükleer Santrali’nde meydana gelen patlama, insanlık tarihine korkunç bir trajediye damgasını vurdu. Sovyet topraklarına yayılan zehirli bulutlar yaklaşık 8.4 milyon insanı nükleer radyasyona maruz bıraktı. Greenpeace’e göre 250.000’den fazla insanda kanser gelişti ve yaklaşık 100.000 vaka ölümcül oldu.
Çernobil felaketi, insanların bugüne kadar verdiği zararın ötesinde, mahsullere, bitkilere ve altyapıya büyük zarar vererek tüm araziyi kasıp kavurdu. Onlarca yıl sonra, bölgedeki radyasyon seviyelerini öğrenmek için afet bölgesinde robotlar, insansız hava araçları (İHA’lar) ve daha fazlasını kullanarak çeşitli araştırmalar yapıldı. Bu araştırmalar, radyasyonun flora ve fauna üzerindeki etkisini ve bölgede hala ne kadarının varlığını sürdürdüğünü ortaya çıkarmayı amaçlıyordu.
Ukrayna Ulusal Yaşam ve Çevre Bilimleri Üniversitesi’nden Valery Aleksandroviç Kashparov, New Scientist tarafından hazırlanan yeni bir makalede, afet bölgesi çevresinde incelenen alanın yüzde 80’inden fazlasının yeniden tarımsal faaliyetler için kullanılabileceğini belirtiyor. Kashparov’un ekibi on yılı aşkın bir süredir bölgeyi araştırıyor ve bölgede bulduğu radyasyon seviyelerine dayanarak bu sonuca vardı.
Rapora göre, felaketin ardından en büyük sağlık tehdidini iyot-131 izotopu oluşturdu. Ancak yarılanma ömrü yalnızca sekiz gün olup, sonraki yıllarda ihmal edilebilir düzeylere indi. Bununla birlikte, sezyum-137 ve stronsiyum-90 gibi otuz yıldan fazla raf ömrüne sahip olan diğerleri, yarıdan fazla seviyelere rağmen bölgede hâlâ mevcut. Bu sadece afet bölgesinden çok uzakta olan bölgelerde geçerli.