Site icon TechInside
%%title%% %%sep%% %%sitename%%

Çalışma Hayatının Geleceği: Hibrit ve Akıllı!

Yapay Zekâ Çağında CIO'lar Siber Dayanıklılığı Nasıl Artırabilir?

Işıl Hasdemir
Dell Technologies Türkiye Genel Müdürü

COVID-19 salgını, kuruluşlardaki dijital dönüşümün hızını artırarak nasıl, nerede, ne zaman ve neden çalıştığımızı temelden değiştirdi. Ancak pandemiden önce çalışma hayatının geleceğinin nasıl olacağına dair sinyaller zaten geliyordu. O da geleneksel çalışma ve iş birliğini dengeleyen hibrit iş yeri ve daha üretken olmak için yapay zekâdan yararlanmaya başlayan, sayısı giderek artan bir uzaktan iş gücüne işaret ediyordu.

Şu an “Yeni normal” hayatlarımızı sürdürürken Chat GPT, Midjourney veya DALL-E gibi üretken yapay zekâ araçlarının ortaya çıkışı, iş yerindeki çok sayıda rutin görevin otomatik sistemler tarafından yürütülebileceğini gösteriyor. Artık hepimiz bundan böyle çalışma şeklimizin asla aynı olmayacağını biliyoruz. Çünkü işimiz belirli bir an veya konumla sınırlı değil, sonuçlara ulaşmakla ilgili. Dell Technologies’de de çalışanların nerede olduklarından veya hangi cihazı kullandıklarından bağımsız olarak, işlerini yapmak için ihtiyaç duydukları uygulamalara ve kaynaklara kolayca ve güvenli bir şekilde erişmelerini sağlayan, “gelişmiş bir dijital alan” olarak ortaya çıkan çalışma kavramına önem veriyoruz.

Gelecekteki iş hakkında düşünmeliyiz

Tüm bu otomatik sistemler çalışanların hayatlarını dönüştürürken kuruluşların da göz önünde bulundurmaları gerekenler var. Yakın bir gelecekte kuruluşların BT ortamlarını bugün ihtiyaç duydukları verimlilik, esneklik ve dayanıklılıkla modernize ederek hibrit çalışma tarzlarını geliştirmeleri gerekecek.

İşte bu noktada yapay zekâ, işin geleceğini şekillendirmede çok önemli bir rol oynayabilir. Ancak, her teknoloji gibi yapay zekânın da belli sorumluluklarla değerlendirilmesi, sınırlarının ve potansiyel risklerinin iyi anlaşılması gerekiyor.

Dell Technologies olarak yapay zekânın ve diğer ileri teknolojilerin, insanların ve işletmelerin dünyayı daha iyi bir hâle getirmek için katkıda bulunma gücüne inanıyoruz. Ancak bu teknolojilerin etik ve sorumlu bir şekilde ve eşitlik, güven ve karşılıklı korunma ilkelerine bağlı kalınarak geliştirilmesi ve uygulanması gerekiyor. Bu noktada yapay zekânın etkili olabileceği bazı alanları hatırlatmakta fayda var:

  1. Gelişmiş iş birliği: Yapay zekâ; iletişimi, proje yönetimini ve bilgi paylaşımını geliştiren araçlarla çevrimiçi iş birliğini artırabilir.
  2. Görev otomasyonu: Yapay zekâ, tekrarlayan ve sıkıcı görevlerin otomatikleştirilmesini sağlayarak çalışanların daha stratejik ve daha yüksek değerli görevlere odaklanmasına olanak tanır.
  3. Veri analizi: Makine öğrenmesi araçlarının analitik yeteneklerinden yararlanan BT ekipleri, işletmedeki her alanda tüm karar verme süreçlerine değerli bilgiler sağlayabilir.

BT ortamını modernize etmek öncelik olmalı

Hibrit çalışma modellerine yöneldiklerinde şirketlerin yenilikçi iş deneyimlerine kapı açtıklarını görüyoruz. Şirket içi hibrit çalışma yönteminin tasarlanması için de şirketlerin üç temel hususu benimsemesi gerekiyor:

  1. BT ortamının modernize edilmesi
  2. Hibrit ve kapsayıcı bir çalışma kültürü oluşturulması
  3. Ofis rolünün ve işlevinin yeniden tanımlanması

BT ortamını modernize etmenin amacı, çalışanların dijital iş deneyimini daha akıcı ve basit hâle getirmek. Sorunları proaktif olarak çözmekse kullanıcı deneyimlerine göre hareket etmek, sorunları en başında tespit etmek ve önlemek için bilgi ve verileri kullanmakla ilgili. Buna örnek olarak kişisel bilgisayarlarımızdaki Dell Optimizer yazılımını verebiliriz. Bu yazılım, her bir Dell bilgisayar kullanıcısının üretkenlik deneyimini iyileştirmek üzere özel olarak tasarlandı. Dell Optimizer, yapay zekâ kullanarak kullanıcıların kullanım alışkanlıklarını öğrenebiliyor ve bilgisayar ayarlarını buna göre düzenleyebiliyor. Bu da bilgisayarı daha hızlı ve daha verimli hâle getiriyor.

Kilit nokta ev ve ofisteki iki ayrı dünyayı bir araya getirmek!

İş yerlerinin önemli bir dönüşüm içinde olduğu aşikar. Dolayısıyla kuruluşların, çalışanların evden nasıl çalıştıklarını, ofisteki çalışma şekillerini ve bu iki dünyanın anlamlı ve tatmin edici bir şekilde nasıl bir araya geldiğini göz önünde bulundurmaları gerekiyor.

Öncelikli olarak her şeyin sezgisel ve akıllı olmasını sağlamak çok önemli. Nitekim Dell Breakthrough araştırması da katılımcıların yaklaşık yarısının karmaşık teknolojiler ve/veya çok fazla seçenek karşısında bunaldıklarını ortaya koyuyor.

Bu karmaşıklığı ele almanın yanı sıra, kuruluşların bu yeni sanal dünyada kültürel deneyimleri yeniden tasarlamaya da odaklanması gerekiyor. Yani burada yanıtlanması gereken esas soru şu: “Hibrit bir dünyada çalışanlar nasıl bağlı ve bağlantılı tutulur?” İşin özü ise tüm ekip üyelerine konumlarından bağımsız olarak, kendilerine en uygun şekilde gelişmelerine ve çalışmalarına olanak tanıyan fırsatlar yaratmaya dayanıyor.

Işıl Hasdemir
Dell Technologies Türkiye Genel Müdürü

Işıl Hasdemir
Dell Technologies Türkiye Genel Müdürü

Dell Technologies Türkiye’de iş strateji ve yönlendirmeden sorumlu olan Işıl Hasdemir, Temmuz 2020’de görevine başladı.

Hasdemir; Türkiye’de satış, servis ve destek fonksiyonlarını birbirinden ayıran ve şirketin, kuruluşların dijital dönüşüm gündemlerini hızlandırmalarına yardımcı olma misyonunu başarıyla yürüten bir ekibe liderlik ediyor. Hasdemir’in liderliğindeki Dell Technologies, Türkiye’nin ICT sektöründeki güçlü konumunu korumaya devam ediyor.

Türkiye’nin öne çıkan teknoloji liderlerinden biri olan Hasdemir, aynı zamanda Dell Technologies bünyesinde “teknolojiyi dünyanın daha iyi bir yer haline getirilmesi adına kullanma” misyonuyla çeşitli projelere imza atıyor.

Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden Elektrik ve Elektronik Mühendisliği lisans derecesine sahip olan Hasdemir, Dell Technologies’e katılmadan önce 2005’te Cisco Ülke Lideri ve ardından 2009’da Genel Müdür Yardımcısı olarak atanmış ve kariyerinin öncesinde ise NCR Türkiye’de çeşitli liderlik görevlerinde bulunmuştur.

Exit mobile version