Bilişim Muhabirleri Derneği (BMD) 1998 yılında kurulmuş ve Türkiye’de bilgi teknolojileri (BT) alanında görev yapan basın mensuplarının üye olduğu bir dernek. Her ne kadar kurulduğu ilk yıllarda üye sayısında kayda değer bir artış söz konusu olsa da son on yıldır durum tam tersine dönmüş durumda. Tüm dünyada teknoloji hızla gelişip tüm sektörler ile iç içe geçerken Türkiye’de bu sektörü tanıyan, bu sektöre emek verecek gazeteci sayısı her geçen gün azalıyor.
Neden mi? Bu sorunun tek bir cevabı yok. Bir kaç tanesine birlikte göz atalım.
Öncelikle gazetecilik kavramı çok hızlı şekil değiştirdi. Bunu uzun uzun değerlendirmeye gerek yok ama daha çok kitleye daha hızlı ulaşma yarışı içeriğin kalitesini geri plana itti ve kendi alanında uzmanlaşmış insanlara değil, en hızlı şekilde en çok kişiyi güdecek haberler üretebilecek insanlara olan talep arttı. Bunun arkasında ise dijitalleşmenin ve sosyal ağların yaygınlaşmasının olduğunu söyleyebiliriz.
Her ne kadar gazetecilik anlayışı değişmiş olsa da BT sektöründe öyle firmalar var ki hâlâ kendilerini anlayabilecek, bunu yazıya dönüştürüp okuyucuya sunacak profesyonel gazetecilere ihtiyaç duyuyorlar. Ancak bunun ne kadar farkındalar bilemiyoruz. Bilemiyoruz çünkü onlar da gazeteciliğin üretkenlikten uzaklaşıp güden pozisyonuna girdiği bir dönemde artık iletişim ihtiyaçlarını nitelik değil nicelik üstünden kurar hale geldiler.
Nitelikli insan çalıştırmak için bedelini ödemelisiniz. Bedelini ödeyebilmek için gelir elde etmelisiniz. Eğer yaptığınız iş niteliğine göre değerlendirilmeyip niceliğine göre ücretlendiriliyorsa sürdürülebilirlik bir hayale dönüşüyor. Sonra ne mi oluyor? BT sektörünü çok iyi tanıyan profesyonel gazeteciler önce PR (halkla ilişkiler) sonra da kurumsal firmaların kurumsal iletişim bölümlerine kaçıyorlar. Çünkü gazetecilik yaparak kazanabileceklerinin belki 4-5 katına yakın ücretler söz konusu.
BMD’nin pikniğine gelen bir avuç insan kalıyor geriye. Hepsi de ömrünü bu sektöre vermiş, milyon dolarlarca değere ve ciroya sahip firmalar ile iyi ilişkileri olan, onları can kulağı ile dinleyen, aldığı bilgiyi okuyucuya (kaldıysa) en güzel şekilde aktaran bir avuç insan.
Gözlerinde ben şu soruyu görüyorum; “Bu iş bitti dediğimiz noktaya ne kadar zaman kaldı?”
Sormak lazım BT sektöründe faaliyet gösteren büyük oyunculara; “Gerçekten bu durumdan mutlu musunuz?” Bence umurlarında bile değil. Eğer olsaydı “kaynağını akıllıca sorguladığımızda niteliğinin sıfıra yakınsarken niceliğinin yüzbinlere ulaştığını gördüğümüz” takipçilere sahip kimi göbekli ablaların, abilerin bir akşam yemeğinde açtırdığı şaraba ödediği fatura kadar reklam desteği verip bu yayınları, bu insanları ayakta tutarlardı.
Şüphesiz ki bunun gibi pek çok yazı yazılmıştır. Şüphesiz ki tarih, BMD pikniğine gelen yorgun savaşçıların yüzlerini de unutacak. Peki, geriye ne kalacak? Sanırım bu soruyu sorup cevabını bulan BT sektöründeki duayen isimlerin artık üzüm bağı ve elma bahçeleri işlettiğini düşünürsek durum oldukça aşikar.