Site icon TechInside
Beyin fırtınası nasıl yapılır? Google'dan öğrenin!

Beyin fırtınası nasıl yapılır? Google yöneticisi anlatıyor!

Beyin fırtınası kavramı Türkiye’de popüler olduğunda, yani 2000li yılların başında, bunu toplum liderlerinin bir araya gelerek dünyaya yön verdikleri toplantılardan ibaret sananların sayısı hiç de az değildi. Oysa beyin fırtınası belirli bir gruba ya da sadece yüksek zeka seviyesine hitap etmez. Bu bir süreçtir ve her süreç gibi öğrenmeye hevesli olan herkese açıktır.

Öte yandan, beyin fırtınasının özel bir tören değil, günlük hayatın bir parçası haline geldiği şirketlerde bu sürecin çok daha içselleştirildiği su götürmez bir gerçek. Örneğin Google. Teknolojinin kalbinin attığı yerlerden biri olan Google kampüsünde, alanında dünyanın en iyi isimleri her gün bir araya geliyor ve insanlığı bir adım öteye (ya da şirketin yıllık gelirlerini bir tık yukarı) taşıyacak inovasyonlara imza atmak için beyin fırtınası yapıyor.

Google Apps for Work Global İçerik Stratejisi Şefi Veronique Lafargue, şirkette beyin fırtınası süreçlerini üç temel prensip üzerine oturttuklarını ve bu adımların her ölçekte ve her sektördeki şirket tarafından kolayca uyarlanabileceğini söylüyor.

“Beyin fırtınası denince gözünüzde oda dolusu insanın, aklına gelen fikirleri rasgele ortaya savurduğu bir tablo canlanabilir. Ancak bir Google’da beyin fırtınasının bu şekilde yapılandırılmamış bir formatta değil, lineer bir süreç şeklinde işlemesini istiyoruz. Bunun için üç ana unsurumuz bulunuyor:

1. Kullanıcıyı tanıyın

Bir soruyu çözüme kavuşturabilmek için, bu soruyu hangi kullanıcı için çözdüğünüze odaklanmanız gerekiyor. Gerisi çorap söküğü gibi gelecektir. Bu yüzden biz sık sık sahaya çıkıp insanlarla konuşuyoruz. Hikayeler, duygular ve fikirleri topluyoruz. Sessizlik karşısında rahat etmeyi öğreniyoruz. İzliyor, dinliyor ve empati kuruyoruz. Kullanıcıların ihtiyaçlarını sadece anlamak yetmez, onlarla bir bağlantı kurmanız gerekir.

Örneğin geçtiğimiz dönemde Kanada, Brezilya ve Hindistan’daki müşterilerimizi ziyaret ettim. Onları gözlemleyip, onlarla konuştum ve şunu fark ettim ki bizim “mobilite” dediğimiz şey, dünyanın neresinde olduğunuza bağlı olarak büyük değişiklik gösterebiliyor. Kanada’da mobilite denince masanızdan, kahve dükkanından ya da mutfağınızdan kolayca işe bağlanıp birlikte çalışmak anlaşılıyor. İnsanların sık sık trafikte olduğu Brezilya’da ise iyi bir arayüz ve sesli kontrol mobilite konseptinin olmazsa olmazlarını oluşturuyor. İnternet bağlantısının sık sık kopabildiği Hindistan’da ise mobilitenin en önemli unsuru, offline çalışabilirlik.

Elbette bunları öğrenmek için her bir yeri tek tek ziyaret etmeseydik, bu çıkarımı asla yapamazdık. Beyin fırtınası seanslarının en büyük sıkıntısı da budur; odada kullanıcı hariç herkes vardır.

2. 10 katı düşünün

İlk adımla beraber, elinizde beyin fırtınasının temelini oluşturacak bilgi var. Şimdi düşünmeye geçme zamanı. Ancak sıradan bir düşünme yöntemi değil, sistematik bir düşünme gerekiyor. Örneğin “10x düşünme”, Google’da inovasyonun kalbinde yatıyor. 10x ya da 10 katı düşünme ile kastedilen, beyin fırtınası yaptığınız konuda yüzde 10 değil, tam 10 kat büyüme yani yüzde 1000’lik bir iyileşmeyi düşünmektir.

Google’da bunun örneği, herkese internet erişimi sağlama projemiz olan Project Loon oldu. Standart bir çözüm her yeri fiberle donatmak olurdu. Ancak işi 10 katı büyüttüğünüzde, atmosferi hava balonlarından oluşan bir network ile kaplamak aklımıza geldi. Böylelikle kırsal kesimdeki insanları da internete bağlamak mümkün olacak.

Elbette 10 katı düşünmek herkesin kolayca adapte olabileceği bir sistem olmayabilir. Bunun için birlikte düşünme aşaması başlayıp, tüm ekip üyeleri not kağıtlarına saldırdığında şu altı adımı izleyin:

Birbirinizin fikirleri üstüne çalışın. Yazılan fikirleri sistematik olarak “hayır ama…” diye yorumlamak yerine, “evet ve…” diye yorumlayın.
Çok fazla fikir üretin. İlk aşamada nicelik, nitelikten daha önemlidir, o yüzden bu noktada en başta aklınıza gelen beyin fırtınası tablosundaki gibi çılgınca fikir üretin.
Başlıklar yazın. Bir fikri altı kelimeyle ifade edebilmek, onu netleştirmenize yardımcı olur. Bu fikri en sevdiğiniz gazete nasıl bir başlıkla verirdi?
Görselleştirin. Resimler genelde kelimelerden daha güçlü ifadeler sunar ve yanlış anlaşılması daha zordur.
Büyük düşünün. Standart çözümleri iyileştirmek yerine, yeni ve cesur alternatifler önerin (10 katı düşünme kısmı tam bu noktada oluyor).
Yargılamaktan kaçının. Beyin fırtınası esnasında hiçbir fikri yargılayıp eleştirmeyin ve büyümelerine olanak verin.

3. Prototip çıkarın

Aksiyona geçme zamanı! Çoğu beyin fırtınası oturumunun sonunda ekip bir sonraki toplantı için sözleşir ya da bu fikirler üzerinde daha fazla çalışmak için süre ister. Bu genel bir yanılgıdır. Demiri tavında dövmek lazım gelir.

Google’da biz toplantı biter bitmez bir prototip oluşturuyoruz. Kusursuz olması gerekmiyor. Sadece belirlediğimiz sorulara hızlıca yanıt veren fiziksel bir varlık bulunması bile yeterli. Böylelikle toplantıda ortaya çıkan ve gelecek vadeden bir fikri hemen test edebiliyoruz.

Fikirlerinizi elinizde tutabildiğiniz anda, onları sınayarak yeni şeyler öğrenmeniz mümkün olur.”

Exit mobile version