Techinside Google News
Techinside Google News

Beyaz eşya sektörü yılın ilk yarısında ihracatını korudu

Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği basın toplantısında sektörün 2022’nin ilk yarısında aldığı sonuçları değerlendirdi.
- Advertisement -

Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği düzenlediği online basın toplantısında sektörün 2022’nin ilk yarısında aldığı sonuçları değerlendirdi.

Türkiye’nin önde gelen beyaz eşya ve küçük ev aletleri şirketlerini (Arçelik, Arzum, BSH, Dyson, Electrolux, Haier Europe, Miele, SEB, Silverline ve Vestel) temsil eden TÜRKBESD’in paylaştığı bilgilere göre, 2022’de 6 ana üründe beyaz eşya ihracatı adet bazında 2021’in aynı dönemine göre %1 oranında arttı.

TÜRKBESD’e üye firmaların aynı dönemdeki Türkiye satışları ise %8 oranında düştü. 

TÜRKBESD Başkanı Can Dinçer, Türkiye’nin dünya beyaz eşya üretiminin %7’sini karşıladığına ve son 10 yılda 199 milyon adet üretim gerçekleştirdiğini söyleyerek;

“Beyaz eşya sektörü olarak 2021’de ihracatımızı %16 oranında artırarak, başarılı sonuçlar aldık. Hammadde fiyatlarındaki artış, tedarik sıkıntıları ve Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın bu koşulları daha da ağırlaştırmasıyla, 2022 öngördüğümüz gibi küresel ölçekte zor bir yıl oluyor.

Türkiye’nin lokomotif sanayilerinden biri olarak tüm bu olumsuzluklara güçlü bir şekilde karşı koyduğumuzu söyleyebiliriz. Üretiminin %75’ini ihraç eden beyaz eşya sektörünün rekabet gücünü koruması için atılması gereken adımlar, bu dönemde en önemli gündem maddelerimizin başında geliyor” dedi. 

Ar-Ge ve teknoloji alanında önemli yatırımlar yapıldığını, sektörün Türkiye’nin en fazla patente sahip sektörü olduğunu vurgulayan TÜRKBESD Başkanı Dinçer, beyaz eşya sanayinin yıllık 4,5 milyar dolarlık ihracat ile ülke ekonomisine önemli katkıda bulunduğunu hatırlattı. 

İç pazarda ise daralmanın yılın başından bu yana devam ettiğine dikkat çeken Dinçer, “Tüketicilerin alım gücünü desteklemek üzere kredi kartı taksit sayılarının artırılmasının faydalı olacağına inanıyoruz. Ayrıca, ÖTV’nin kaldırılması tüketicilerin ihtiyaçlarını daha rahat karşılamasını sağlayarak, talebi artıracak, üretimin de güçlü şekilde devam etmesini sağlayacaktır” dedi. 

Dijital Ürün Pasaportu’nda AB ile eşgüdüm ihracatımız için kritik önem taşıyor

TÜRKBESD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Semir Kuseyri ise Türk beyaz eşya sektörünün en büyük ihracat pazarı olan AB ile, Avrupa Yeşil Mutabakatı hedefleri çerçevesinde mevzuat uyumunun önemine ve Dijital Ürün Pasaport konusuna vurgu yaparak şunları söyledi;

“Önümüzdeki dönemde ürünlerin çevresel ve sürdürülebilirlik kriterlerine ilişkin bilgilerinin, Dijital Ürün Pasaportu ile çeşitli dijital uygulamalar yoluyla tüketicilerle paylaşılması öngörülüyor. Ürünlerin giderek daha fazla dijital ve bağlantılı özellik kazanması veri transferini zaruri kılıyor. Dijital ekonomi büyüdükçe, verinin uygun kriterler ekseninde serbest dolaşımı ticari açıdan tüm sektörler için kritik hale geliyor.

Ülkemiz, hali hazırda Avrupa Birliği’nin Genel Veri Koruma Tüzüğü (GDPR) kapsamında veri için güvenli kabul ettiği ülkeler arasında yer almıyor. Bu çerçevede, ülkemizde Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nda gerekli değişikliklerin en kısa sürede sonuçlandırılması ve ana ihracat pazarımız olan AB ile GDPR kapsamında yeterli ülke olunması için müzakerelere en kısa zamanda başlanması kritik önem taşıyor.”

Yassı çelik ürünlerine yönelik damping önlemleri ihracatta kayıplara neden olabilir

Toplantının önemli gündem maddelerinden biri de beyaz eşyanın ana girdisi olan yassı çelik ürünlerine yönelik damping önlemleri oldu. TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Yavuz, yassı çeliğin, beyaz eşya sektörünün maliyet giderlerinin ortalama %17’sini oluşturduğunu söyleyerek, damping soruşturmasına konu ürünün beyaz eşya sektörünün yanı sıra pek çok imalat sanayinin ana girdilerinden biri olduğunu vurguladı.

Yavuz, “Ülkemizde üretilen sıcak sac miktarı, üretim için gerek duyulan talebi karşılayabilir seviye değil. Aradaki fark zaruri olarak ithalat yoluyla karşılanıyor. Türkiye’nin sıcak sac ithalatının %36’sı Rusya’dan, yüzde 22’si ise Ukrayna’dan yapılıyor. Her iki ülkeden de artık ithalat yapılamaması tedarik kaynaklarını hızla çeşitlendirmeyi gerektirmiştir. Soruşturma kapsamındaki AB ve Güney Kore menşeli ürünlere yönelik anti damping kararı, beyaz eşya dahil olmak üzere ihracat yapan tüm imalat sektörlerinin rekabet gücünü olumsuz etkiliyor” dedi. 

Yavuz sözlerine şöyle devam etti: “Mart ayında Ticaret Bakanlığımız tarafından yayımlanan Nihai Bildirim Raporu’nda, %50 seviyelerine dayanan marjlardan, nihai kararda ciddi oranda düşüş olması bir nebze de olsa olumludur. Ancak asıl beklentimiz, tedarik zincirlerinin zorlandığı ve uluslararası konjonktürün giderek sertleştiği bir dönemde ihracatımızın belkemiğini oluşturan imalat sektörlerinin rekabetçiliğini de artırması bakımından soruşturmanın önlemsiz bir şekilde kapatılmasıydı.”

Sürdürülebilir Ürünler için Ekotasarım Yönetmeliği yakından takip edilmeli

TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Özkadı da Türkiye’nin en önemli ihracat pazarı olan AB’de Yeşil Mutabakat kapsamındaki gelişmelere değinerek, bu alandaki gelişmelerin, ürün geliştirme ve üretim süreçlerini derinden etkileyeceğini söyledi. 

Avrupa Komisyonu’nun 14 Temmuz’da 2030 İklim Hedefi ve Avrupa Yeşil Mutabakatı hedefleri için kapsamlı bir teklif paketi sunduğunu hatırlatan Özkadı, “Sınırda Karbon Düzenlemesi, Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) oluşturulması gibi gelişmelere hızlı bir şekilde uyum sağlamamız büyük önem taşıyor. AB’de geliştirilmesi devam eden, Sürdürülebilir Ürünler için Ekotasarım Yönetmeliği (Ecodesign for Sustainable Products Regulation-ESPR) de sektörümüzü etkileyecek düzenlemeler öngörüyor.

Tasarının AB Komisyonu nezdindeki kamu istişare süreci 22 Haziran tarihinde tamamlandı. Sürecin yakından takip edilerek, ülkemizde gerekli iletişim ve düzenlemelerin vakitlice yapılmasını hem ihracattaki rekabetçiliğimizin devamı hem de AB ile Gümrük Birliği’nin verimli bir şekilde işlemesi açısından da gerekli görüyoruz. Bu bağlamda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız ile yürütülen çalışmaların ilgili diğer kamu kurumlarımızın da katkılarıyla ülkemizin yararına sonuçlanacağını umuyoruz” dedi.

Enerji verimli ürünlerin önemi ve avantajları bu dönemde artıyor

TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Özkadı, 2021 yılında yeni enerji etiketli ürünlerin tüketicilerle buluşmasının piyasada daha fazla verimliliği yüksek ürün bulunmasına katkı sağladığını ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: “Bununla birlikte, tüketicilerin bu konudaki farkındalığı da artmış oldu. Ayrıca elektrik fiyatlarındaki artışın da enerji verimli ürünlere talebi artırması bekleniyor.”

Bilindiği üzere, enerji verimliliği hem ülke hem de tüketici ekonomisine önemli katkılar sağlıyor. 2030 yılına kadar enerji verimli ürünlere geçişte, beyaz eşya ürünlerinden yüksek miktarlarda elektrik tüketim tasarrufu beklendiğine de değinen Özkadı; “Elektrik fiyatları projeksiyonu bakımından bu kazanç ile 2030 yılına kadar 20,8 milyar TL’lik bir tasarruf oluşabilir. Toplam emisyon oranlarında da 2030 yılına kadar yaklaşık 2,3 milyon ton karbon eşdeğeri azaltım sağlanabilir” dedi.

Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlarda paylaşın!

SON VİDEO

TÜMÜ

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlginizi çekebilir