Site icon TechInside

Avrupa, yapay zeka yarışında arayı kapatmaya çalışıyor!

Yapay zeka yarışında ABD ve Çin’in gerisinde kalan Avrupa ülkeleri, bu alandaki konumlarını güçlendirmek için son dönemde yatırımlarını hızla artırıyor. Küresel güç dengelerinin yapay zeka teknolojileri etrafında şekillendiği günümüzde, Avrupa’daki endişeler giderek büyüyor. Özellikle ABD ve Çin’in açık ara liderliği karşısında Avrupa ülkeleri, aradaki farkı kapatmak adına stratejik hamleler yapmaya başladı. Bu kapsamda, önümüzdeki günlerde Fransa’da düzenlenecek Yapay Zeka Eylem Zirvesi büyük önem taşıyor. Zirve, Avrupa ülkelerinin liderleri ile küresel teknoloji devlerini bir araya getirerek, kıtanın yapay zeka alanında izleyeceği yol haritasını belirlemeyi amaçlıyor.

Avrupa, yapay zeka yarışında arayı kapatabilecek mi?

Zirve öncesinde Fransa’da yayınlanan önemli bir rapor, Avrupa’daki yapay zeka yatırımlarının geldiği noktayı gözler önüne serdi. Galion.exe, Revaia ve Chausson Partners’ın ortaklaşa hazırladığı Fransa AI Raporu’na göre, Avrupa merkezli yapay zeka girişimleri geçtiğimiz yıl toplamda 8 milyar dolar yatırım aldı. Bu miktar, bölgedeki yatırım şirketlerinin toplam yatırımlarının yaklaşık %20’sine denk geliyor ve önümüzdeki dönemde bu oranın daha da artması bekleniyor. Avrupa’da yapay zeka ekosistemi henüz gelişim aşamasında olduğu için yatırımların ivme kazanarak devam edeceği öngörülüyor.

Avrupa’da yapay zeka alanında en fazla yatırım çeken ülke Birleşik Krallık olurken, onu Almanya ve Fransa takip ediyor. İskandinav ülkeleri ise birleşik bir pazar olarak dördüncü sırada konumlanıyor. Avrupa merkezli yapay zeka şirketleri, doğrudan OpenAI veya Anthropic gibi büyük dil modeli geliştiricileriyle rekabet etmek yerine, daha uygulanabilir çözümler ve tamamlayıcı teknolojilere odaklanıyor. Mistral AI ve Poolside gibi önemli şirketler çıkmış olsa da kıtadaki girişimlerin büyük çoğunluğu veri işleme, sağlık teknolojileri ve iklim odaklı yapay zeka projeleri gibi alanlara yönelmiş durumda.

Bu durum, Avrupa’nın yapay zeka yarışına daha pragmatik bir yaklaşım benimsediğini gösteriyor. Bölgedeki girişimler, büyük oyuncularla doğrudan rekabet etmek yerine, belirli sektörlerde katma değer yaratarak ekosistemde kendilerine sağlam bir yer edinmeye çalışıyor. Ancak bu yaklaşım, sürpriz atılımlara da kapı aralayabilir. Örneğin, Çin’in yapay zeka alanında bu kadar hızlı mesafe kat edeceği önceden öngörülmemişti. Benzer şekilde Avrupa’daki yatırımların doğru yönlendirilmesi, bölgeden beklenmedik bir yapay zeka devinin çıkmasına zemin hazırlayabilir.

Exit mobile version