Günümüzde modern otomobiller, kör nokta algılama, otomatik frenleme ve çarpışmadan kaçınma gibi özelliklerle dolu birer teknoloji harikasıdır. Bu özellikler, LiDAR, radar ve kameralar gibi sensörlerle donatılmış olup, sofistike elektronik sistemlerle desteklenmektedir. Ancak bu teknoloji harikaları, aynı zamanda sürücülerin olumlu ve olumsuz sürüş alışkanlıklarını izleyen telematik sistemler aracılığıyla büyük miktarda veri topluyor.
Bir otomobil saatte 25 gigabayta kadar veri toplayabilir, bu da 4K kalitesinde iki saatlik bir filmin kapladığı alandan daha fazladır. Bağlantılı araçlar, yani bir ağa veya internete bağlı olanlar, otomotiv teknolojisinde büyük bir değişim yaratıyor. Bu araçlar, yalnızca ulaşım aracı olmanın ötesinde, içlerinde ve dışlarında yapay zeka ve makine öğrenimikullanan kapsamlı bilgisayarlar ve sensörlerle donatılmış veri toplama merkezleridir. Toplanan veriler arasında coğrafi konum, sürücü davranışı, kalp atış hızı ve yüz ifadeleri gibi biyometrik bilgiler yer alabilir.
Güvenlik ve gizlilik endişeleri
Güvenlik açısından bu özellikler faydalı olsa da, gizlilik savunucuları bu veri toplama kapasitesinden endişe duyuyor. Sürücüler, bu verilerin nasıl kullanıldığını ve kimlerle paylaşıldığını genellikle bilmezler. Örneğin, General Motors‘uninternet bağlantılı araçlarında bulunan OnStar Smart Driver özelliğine kaydolan bazı sürücüler, farkında olmadan sigorta şirketlerine sürüş verilerini sağladılar ve bu da daha yüksek sigorta primleriyle sonuçlandı. Bu gibi durumlar, araçlardan toplanan verilerin potansiyel olarak kötüye kullanılabileceğini göstermektedir.
Mahremiyet endişeleri, Tesla’ya karşı açılan toplu dava gibi durumlarla daha da belirgin hale geldi. Tesla çalışanlarının, müşterilerin araçlarındaki kameralar tarafından kaydedilen görüntüleri dahili olarak paylaştığı iddia edildi. Bu tür olaylar, bireysel gizlilik risklerinin yanı sıra gözetim, izleme ve veri güvenliği konularında daha geniş toplumsal ve etik endişeleri gündeme getiriyor.Otomobil teknolojisi geliştikçe, şu kritik soruların yanıtlanması gerekiyor: Verilerimiz nerede saklanıyor ve kimler erişebiliyor? Nasıl kullanılıyor? Araç sahibi ve sürücü bu verileri inceleyebilir mi? Veriler ne sıklıkla siliniyor? Ve en önemlisi, sürücü bu süreçler üzerinde ne kadar kontrol sahibi?
Bilinçli kullanıcılar için ipuçları
Mevcut yasal düzenlemeler genellikle bu soruları yeterince cevaplayamıyor. Birkaç eyalet, araç veri toplama konusunu ele alırken, federal düzeyde kapsamlı bir düzenleme henüz bulunmuyor. Otomobil üreticileri ve yasa koyucular veri korumadan sorumlu olduğu gibi, araç sahipleri de kişisel verilerini korumak için adımlar atmalıdır. Aracınızın veri toplama yeteneklerini öğrenmek, gizlilik ayarlarını düzenlemek, gerekirse veri toplama programlarını devre dışı bırakmak ve yazılım güncellemelerini takip etmek bu adımlardan bazılarıdır
Sonuç olarak, yolun özgürlüğü hala çekici olabilir, ancak sürücüler, otomobillerinin istenmeyen veri gözetiminden korunduğundan emin olmalıdır. Veri gizliliği ve güvenliği konusunda farkındalık arttıkça, tüketicilerin haklarını korumak için daha sağlam yasal düzenlemelerin getirilmesi kaçınılmazdır.