Almanya’nın enerji dönüşümü yolunda attığı adımlar kapsamında, Kuzey Denizi’nde dev bir açık deniz rüzgar çiftliği projesi hayata geçiriliyor. Proje kapsamında Alman enerji şirketi Luxcara, dünyanın en büyük rüzgar türbinleri olarak bilinen 18.5 MW kapasiteli 16 adet türbini Çin merkezli Ming Yang Smart Energy ile tedarik etme anlaşması imzaladı. Planlara göre, bu türbinlerin 2028 yılında Kuzey Denizi’nin Waterkant sahasında faaliyete geçmesi hedefleniyor.
Ming Yang, rüzgar türbinlerini üretim sürecinde yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanacağını ve türbinlerin ilgili elektrik bileşenlerinin büyük ölçüde Avrupa’daki tedarikçilerden temin edileceğini açıkladı. Ancak bu karar, Avrupa rüzgar endüstrisi içinde tartışmalara neden oldu. Bazı eleştirmenler, türbinlerin Çin’den alınmasının Avrupa’nın kendi altyapı ve üretim kapasitelerini geliştirmeme riskini taşıdığını ve yerel üretimi teşvik etme fırsatlarının kaçırıldığını vurguladı.
Avrupa’da GE, Vestas ve Siemens gibi büyük şirketlerin zaten yerel üretim tesislerinin bulunduğu ve bölgedeki artan talebi karşılamak için hazır oldukları belirtiliyor. Eleştirmenler, bu şirketlerin uzun süredir Avrupa’da hem kara hem de açık deniz türbinleri tedarik ettiğini ve böylece yerel ekonomiye katkı sağladığını dile getiriyor.
Luxcara ise seçtikleri en büyük türbinlerle, Waterkant sahasındaki enerji üretimini maksimize etmeyi planladıklarını ve Almanya’nın enerji bağımsızlığını güçlendireceklerini vurguluyor. Planlanan türbinlerin her birinin 260 metre rotor çapına sahip olacağı ve toplamda sahanın yaklaşık 400.000 ev için elektrik üretebileceği öngörülüyor.
Bu gelişmeler, hem Almanya’nın enerji politikaları hem de küresel rüzgar enerjisi pazarı açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.