Almanya, enerji dönüşümünde iddialı bir adım atarak fosil yakıtlara olan bağımlılığını azaltma ve yeşil bir geleceğe geçiş yolunda devasa bir projeyi hayata geçiriyor. Almanya’da enerji piyasasını düzenleyen Federal Ağ Ajansı, 2032 yılına kadar ülke sathını kapsayacak devasa bir hidrojen boru hattı ağı kurulması planına onay verdi. Bu proje, Almanya’nın enerji dönüşümünde köşe taşı olarak görülüyor ve ülkenin yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı bir ekonomi inşa etme hedefinde hidrojene önemli bir rol biçiyor.
Almanya, 19 milyar dolarlık hidrojen ağı yatırımı yapacak
Yaklaşık 19 milyar euroluk devasa maliyetiyle dikkat çeken bu mega proje, büyük ölçüde özel sektör tarafından finanse edilecek. Ancak devlet, projeye olan güveni artırmak ve yatırımcıları teşvik etmek amacıyla sübvansiyonlar sağlayacak ve ağ ücretlerini sınırlandıracak.
Başlangıçta planlanandan 600 kilometre daha kısa tutularak toplamda 9.040 kilometre uzunluğunda inşa edilecek olan hidrojen ağı, tamamlandığında devasa bir enerji taşıma kapasitesine ulaşacak. İletim Sistemi Operatörleri Derneği’nin verilerine göre, bu dev ağ her yıl hidrojen formunda 278 TWh enerji taşıyabilecek. Bu miktar, Almanya’nın mevcut doğal gaz tüketiminin üçte birine denk geliyor ve projenin enerji dönüşümündeki potansiyel etkisini gözler önüne seriyor.
Almanya, uzun vadede hidrojen ihtiyacının yüzde 30 ila 50’sini yerli üretimle karşılamayı hedefliyor. Geri kalan kısmı ise ithalat yoluyla temin edilecek. Ülkenin hidrojen stratejisi doğrultusunda, 2030 yılına kadar 5 GW’lık temiz hidrojen üretim kapasitesi oluşturulması hedefleniyor. 2040 yılına gelindiğinde ise bu kapasitenin iki katına çıkarılarak toplamda 10 GW’a ulaşılması planlanıyor.
Almanya, hidrojen üretimi konusunda da sürdürülebilirlik vurgusunu ön plana çıkarıyor. Çeşitli yollarla ve kaynaklardan elde edilebilen hidrojenin sadece yenilenebilir süreçlerle üretilmesinin çevresel açıdan sürdürülebilir olduğu görüşünü benimseyen Almanya, yeşil hidrojeni önceliklendiriyor.
Yeşil hidrojen teknolojilerinde dünya lideri ve ihracatçısı olma hedefiyle çalışmalarını hızlandıran Almanya, bu alandaki araştırmalara büyük önem veriyor. Özellikle Rusya-Ukrayna Savaşı sonrası enerji bağımsızlığını güçlendirme hedefiyle harekete geçen Almanya, yeşil hidrojen yatırımlarını daha da hızlandırmış durumda. Almanya’nın bu iddialı girişimi, sadece kendi enerji dönüşümünde değil, aynı zamanda küresel yeşil hidrojen pazarının gelişiminde de önemli bir katalizör görevi görebilir.