Otomotiv şirketlerinin internete bağlı araçlar üretmeleri için mutlaka bir teknoloji geçmişlerinin olması gerekmiyor. Yüz yıllık markalar bile iyi bir yazılımı olmayan modellerin birkaç yıl içinde tükeneceğinin farkında. Ancak bu yazılımların güçlü ve güvenlikli olması da önem taşıyor.
Yakın dönemde bir Chrysler cipin seyahat halindeyken dijital saldırıya uğraması ve federal yetkililerin konuyla ilgili yaptıkları uyarılar, “akıllı otomobillerin” tıpkı akıllı telefonların ilk dönemine benzer bir süreçten geçtiğini hatırlatıyor.
Yıllar önce akıllı telefonlar için de hack saldırısı, malware ya da virüs gibi terimler çok uzak görünüyordu. Ancak teknoloji yaygınlaşıp, siber suçlular için cazip bir platform oluşturunca mobil cihazlar üzerindeki dijital tehditler PC’yi bile solladı!
Araç içi siber güvenlik konusunda yapılan çalışmalar ve toplantılar yakın gelecekte meyvesini verecek. Bu konuda çalışmalarıyla öne çıkan oyunculardan ilki Karamba Security oldu.
Araçtaki harici cihazlara Wi-Fi, Bluetooth ya da USB yuvalarıyla bağlantıyı sağlayan Elektronik Kontrol Üniteleri (ECU) için güvenlik sağlayan Karamba, yetkilendirilmemiş hiçbir kodun araç içinde çalışmasına izin vermiyor. Böylelikle bir hacker’ın uzaktan müdahaleyle otomobilinizi ele geçirmesi önleniyor. Benzer şekilde daha sonra kötü niyetle kullanılabilecek bir “dropper” kodun da ECU’ya yüklenmesi halinde üretici uyarılabiliyor.
Karamba Security otomotiv dünyasını ikna edebilecek mi?
İsrail merkezli bir startup olarak hayata geçen Karamba, aldığı 2,5 milyon dolarlık ilk yatırım ile otomotiv şirketlerini, hem üretim bandında hem de yollarda olan araçlarda kendi teknolojilerini kullanmaları için ikna etmeye çalışacak.
Her ne kadar günümüzde antivirüs ve güvenlik duvarı gibi önlemler işletim sistemlerinde arka planda çalışır hale gelmiş olsa da, yeni yükselen akıllı araç teknolojisinde sürücüler her türlü güvenlik önleminin göz önünde ve kolay ulaşılabilir olmasını tercih edecektir.