Hatta, 10 yıl önce açık kaynak kodu kavramına ateş püsküren Microsoft bile artık çok sayıda ürününü açık kaynak koduyla geliştirmek üzere harekete geçmiş durumda.
Peki yazılımcılar açık kaynak koduyla nasıl gelir elde edecekler? Yazılımın bakım/onarım ve teknik destek hizmetleri için ücret istemek, genel kabul gören bir sistem ancak bugünün ekonomik şartları altında bu gelirler, bir yazılım evini ayakta tutmak için yeterli değil.
Öncelikle açık kaynak kodu kavramının, para kazanmaya veya yazılım satmaya engel olmadığını anlamak gerekiyor. Açık çalışma grupları bir yazılımı açık kaynak koduyla geliştirip ücretsiz olarak piyasaya sürebilirler ancak bu yazılımın kullanıcıları, farklı ihtiyaçları için yazılım üzerinde geliştirmeler yapmaya ihtiyaç duyabilirler veya farklı modüllerle ihtiyaçlarına uygun çözümler geliştirilmesini talep edebilirler. Bu aşamada yazılım geliştiricileri devreye girerek kurumlara veya kişilere, ihtiyaçlarına uygun çözümler geliştirmek için ücret talep edebiliyorlar.
Bu sistemi, “uygulama geliştirmek” gibi yorumlamak da mümkün, açık kaynak kodlu yazılımın kodunu alarak, üzerinde gerekli değişiklikleri yapmak ve ayrı bir kurulum haline getirerek bunu pazarlamak da mümkün. Yazılım geliştiricileri için burada önemli olan şey, geliştirdikleri sürümün veya uygulamanın, ücretsiz versiyonla elde edilmesi zor bir ihtiyaca cevap veriyor olması.
Kendi yazılımını açık kaynak koduyla yayınlamak isteyen yazılımcılar için de ilginç bir örnek var. Kaliforniya’da kurulu ForgeRock, Toyota’ya, Vodafone’a, Norveç devletine, AOL, Allianz sigorta gibi büyük kurumlara Access Management, Identiy Gateway, Identy Management gibi servisler sunuyor. ForgeRock servislerini açık kaynak kodlu olarak geliştiriyor ve başka geliştiricilerin de bu ürünler için modüller üretmesini sağlıyor. Şirket, her yıl yazılımlarının yeni versiyonunu yayınlayarak güncel teknolojiler karşısında geri kalmamasını sağlıyor ancak bu güncellemeler ücretsiz yapılıyor. Öte yandan, abonelik ücreti ödeyen şirketler, yıl boyunca anlık küçük güncellemeler alarak, güvenlik açıkları, virüs tehditleri gibi sorunlara karşı sürekli koruma kazanıyorlar. Yani bir anlamda, ForgeRock, kendi geliştirdiği yazılımı saldırılardan korumak için verdiği gardiyanlık hizmeti karşısında para kazanıyor. Bir yazılımı, onu geliştirenden daha iyi tanıyacak kimse olmayacağına göre, onu korumak için de en iyi seçenek yine yazılımın geliştiricisi olacaktır. Burada, bahsi geçen müşterilerin, sürekli saldırı altında olan, çok değerli sırlara sahip dev şirketler olduğunu da hatırlamak lazım. Yani ForgeRock, bir anlamda müşterilerine dev lisans fiyatlarıyla tek seferlik yazılım satıp sonra onları hacker’lar ve saldırganlarla karşı karşıya bırakmak yerine, yazılımlarını ücretsiz olarak dağıtıp ekosistemini geliştirirkken, yazılımın sürekli korunması ve açıklarının kapanması, aynı zamanda özel ihtiyaçlara yönelik geliştirmelerin yapılması için şirketlerden abonelik ücreti alarak kendine gelir sağlıyor.
Bu, açık kaynak koduyla sağlanabilecek gelir modellerinden birisi… Başta da söylediğimiz gibi, bazı şirketler yazılımın kurulmasından, güncellemelerin yapılmasına veya şirkete özel parametrelerin ayarlanmasına kadar teknik servis hizmetleri için ücret talep ederken, bazı yazılımcılar da halihazırdaki açık kaynak kodlu yazılımları özelleştirmek için gerekli modüllerin geliştirilmesi ile kazanç elde etmeyi seçebiliyor. Elbette, geniş kitleler tarafından kullanılan açık kaynak kodlu yazılımlarda işin içine bir de reklam geliri girebiliyor.
Hangi modelin daha sağlıklı olduğunu veya daha büyük kazanç sağlayacağını bugünden kestirmek zor ancak şu bir gerçek ki, Microsoft Windows işletim sisteminin bile yakın gelecekte açık kaynak koduna geçtiğini veya ücretsiz dağıtılmaya başlandığını göreceğimizi tahmin etmek zor değil, dolayısıla artık yazılım dünyası kendini açık kaynak kodlu bir geleceğe hazırlamak zorunda.