Bloomberg’in duyurduğu davaya, 2021 yılında Visa tarafından bu konuda yapılan açıklamaların ardından başlatılan çok yıllık bir soruşturma yol açtı.
ABD Başsavcısı Merrick Garland, “Visa’nın rekabetçi bir piyasada alabileceğinden çok daha fazla ücret talep etmesine olanak sağlayan yasadışı bir güç elde ettiğini iddia ediyoruz. Tüccarlar ve bankalar bu maliyetleri tüketicilere fiyat artışları ya da hizmet kalitesinde düşüş şeklinde yansıtıyor. Bu nedenle Visa’nın hukuka aykırı davranışları yalnızca tek bir ürünün fiyatını değil, neredeyse her şeyin fiyatını etkiliyor.” açıklamasında bulundu.
Şikayette, Visa’nın yalnızca ödeme işlem ücretlerinden yılda 7 milyar doların üzerinde gelir elde ettiği ve ABD’deki banka kartı işlemlerinin %60’ından fazlasının Visa ağı üzerinde gerçekleştirildiği iddia ediliyor. Hükümet, ödeme devinin bu piyasa hakimiyetinin büyük ölçüde işletmelere ve bankalara dayattığı “dışlayıcı anlaşmalar” sayesinde olduğunu belirtiyor. Ayrıca ödeme devinin küçük banka kartı ağları ve yeni fintech şirketleri gibi rakiplerini “boğmaya” çalıştığı öne sürülüyor.
Dava dosyasında, ödeme devinin Apple’ı “varoluşsal bir tehdit” olarak gördüğü ve rekabeti engellemek için potansiyel rakiplerle ücretli anlaşmalar yaptığı da iddia ediliyor. Bu uygulamalar, ödeme devinin kendi işini korumak için devasa bir bariyer oluşturmasına olanak tanıdı.
Örneğin, Square 2013 yılında Square Cash uygulamasını (şimdi CashApp olarak biliniyor) piyasaya sürdüğünde, Visa bu hizmetin şirketin işlem hacmini tehdit edeceğinden endişe etti. Rekabeti serbest bırakmak yerine, Visa, Square’in şirkete karşı agresif rekabet etmesini engelleyen bir dizi sözleşmeye imza attı. Garland, bir şirket yöneticisinin durumu “Square’i kısa bir tasma ile kontrol ediyoruz.” şeklinde ifade ettiğini belirtti.
DOJ, 2020’de ödeme devinin 5.3 milyar dolarlık fintech şirketi Plaid’i satın almasını da durdurmak için bir dava açmıştı. DOJ, Visa’nın Plaid’i satın alarak potansiyel bir rakibi etkisiz hale getirmek istediğini savunmuştu.