ABD’nin Appalachia bölgesinde, fosil yakıtlara dayalı enerji üretiminin yerini yenilenebilir kaynaklara bırakması amacıyla önemli bir dönüşüm projesi hayata geçiriliyor. Uzun yıllar boyunca kömür madenciliğinin yapıldığı ve çevresel tahribatın yoğun olduğu 17 eski kömür madeni sahası, güneş enerjisi ve bataryalı enerji depolama merkezlerine dönüştürülerek bölgenin enerji altyapısında köklü bir değişim gerçekleştirilmesi hedefleniyor. The Nature Conservancy (TNC), Cumberland Forest Limited Partnership, Sun Tribe Development ve ENGIE ortaklığında yürütülen bu proje kapsamında, 14 güneş enerjisi santrali kurulacak ve toplamda 49 megavat elektrik üretilecek.
ABD, 17 kömür madenini yenilenebilir enerji merkezine dönüştürüyor
Buna ek olarak, 320 megavat kapasiteli üç batarya depolama tesisi inşa edilerek güneş enerjisinden elde edilen elektriğin verimli bir şekilde depolanması sağlanacak. Tesislerin, Virginia, Tennessee ve Kentucky eyaletlerinde kurulması planlanırken, projenin tamamlanmasıyla yaklaşık 6.638 haneye temiz enerji sağlanması öngörülüyor.

Projeye öncülük eden The Nature Conservancy, bu dönüşümü “3C” prensibi çerçevesinde yönetiyor: İklim (Climate), Koruma (Conservation) ve Toplum (Communities). Bu yaklaşım, projelerin yalnızca çevresel sürdürülebilirliği desteklemekle kalmayıp, aynı zamanda yerel topluluklar için ekonomik fırsatlar yaratmasını da amaçlıyor. Kullanılmayan kömür madeni sahalarının yenilenebilir enerji üretimi için değerlendirilmesi, hem istihdamı artırarak bölge halkına yeni iş imkanları sunacak hem de fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltarak karbon salınımının düşürülmesine katkıda bulunacak. The Nature Conservancy ve ortakları, halihazırda sekiz farklı yenilenebilir enerji projesi yürütüyor. İlk büyük tesisin, 2026 yılında Virginia’da inşaatına başlanması planlanan bir güneş enerjisi santrali olması beklenirken, tüm güneş enerjisi ve batarya depolama tesislerinin 2029 yılına kadar tamamlanarak faaliyete geçmesi hedefleniyor.
Bu tür yenilenebilir enerji projelerinin hayata geçirilmesinde ABD hükümetinin sağladığı teşvikler büyük bir rol oynuyor. 2022’de Joe Biden yönetimi tarafından yürürlüğe konan Enflasyon Düşürme Yasası (IRA), temiz enerji projelerine yönelik finansal destek sağlıyor. Ancak bu düzenleme, mevcut siyasi atmosferde belirsizliklerle karşı karşıya. Eski ABD Başkanı Donald Trump, başkanlık döneminde IRA fonlarını dondurma girişiminde bulunmuş, ancak bu adım mahkemeler tarafından engellenmişti. Yine de birçok eyalet, fonlara erişimde sıkıntılar yaşadıklarını ve temiz enerji projelerinin finansmanında gecikmeler olduğunu belirtiyor. Bu durum, yalnızca Appalachia’daki projeleri değil, ülke genelinde yürütülen pek çok yenilenebilir enerji ve çevresel iyileştirme girişimini de etkiliyor. Örneğin, dizel yakıtlı okul otobüslerini elektrikli modellere çevirmek, eski kurşun boyalı evleri yenilemek ve iklim değişikliğine karşı altyapı yatırımları yapmak gibi projeler de finansal belirsizlikler nedeniyle risk altında bulunuyor. Appalachia bölgesindeki kömür madeni sahalarının yenilenebilir enerji merkezlerine dönüştürülmesi, yalnızca çevresel bir kazanım değil, aynı zamanda bölgenin ekonomik geleceği açısından da kritik bir adım olarak değerlendiriliyor. Ancak bu projelerin hayata geçirilmesi, uzun vadede teşviklerin devamlılığına ve temiz enerjiye yönelik politikalara bağlı olacak.