İster çalışıyor ya da fit kalmak için egzersiz yapalım; ister öğreniyor, oynuyor, internetten alışveriş yapıyor ya da TV seyredelim, etkileşim içinde olduğumuz her tür kurum ya da kuruluştan yeni dijital taleplerde bulunuyoruz. “Bilgi Nesli: Geleceği Dönüştürme” isimli yeni bir araştırma, dijital vatandaşlardan oluşan global bir toplumun etkisini araştırdı. Bu bireyler daima internete bağlı halde ve internet üzerinde etkileşim halinde. Dünyanın bilgisi parmaklarının ucunda. Bu bireyler dünyayı da çok farklı bir şekilde görüyor. 18 ülkeden direktör seviyesinden CEO, CFO, COO seviyesine kadar toplam 3 bin 600 yöneticinin katıldığı araştırma, bu bireylerin yeni beklentilerini ortaya çıkarıyor ve bu yeni ortamda işletmelerin başarılı bir şekilde çalışabilmeleri ve rekabet edebilmeleri için sahip olmaları gereken en önemli nitelikleri tanımlıyor.
Beklendiği gibi, araştırmaya katılan iş liderlerinin neredeyse hepsi (yüzde 96) yeni teknolojilerin iş ve ticaret kurallarını sonsuza dek değiştirdiğine inanıyor. Bunun yanı sıra katılanların yüzde 93’ü teknolojideki son gelişmelerin müşteri beklentilerini tamamen değiştirdiğini ve hemen hemen hepsi de bu değişimin önümüzdeki on sene içinde daha da hızlanacağını belirtiyor. Müşteri beklentileri arasında en üst sıralarda hizmetlere daha hızlı erişim; 7/24 “her yerde” erişim ve bağlanırlık; daha fazla cihaza erişim ve daha benzersiz kişiselleştirilmiş deneyim yer alıyor.
İşletmeler Yeni Bilgi Nesli’nin taleplerine bağlı olarak dönüşümün kritik öneme sahip olduğunu kabul ediyor. Liderler, yeniliklere hızlı bir şekilde ayak uydurmak ve işleyişlerinde aksama yaşamamak için temelinde bilgi olan beş gerekli niteliği tanımladı:
- Pazarlardaki yeni fırsatları önden tespit etmek
- Şeffaflık göstermek ve güven aşılamak
- Çevik şekilde yeniliklere imza atmak
- Benzersiz ve kişiye özel deneyimler sunmak
- Gerçek zamanlı çalışmak
İş liderleri bu niteliklerin yüksek öncelikli nitelikler olduğunu kabul etseler de, yalnızca çok az işletmenin bu niteliklere tam anlamıyla sahip olduğunu ve işletme içinde benimsendiğini de itiraf ediyor. İşletmelerin yalnızca yüzde 12’si yeni fırsatları önsezili bir şekilde tespit edebiliyor; yalnızca yüzde 9’u çevik yöntemlerle yeniliklere imza atabiliyor; yalnızca yüzde 14’ü şeffaflık gösterebiliyor ve güven aşılıyor, yalnızca yüzde 11’i benzersiz ve kişiye özel deneyimler sunabiliyor ve yalnızca yüzde 12’si gerçek zamanlı çalışabiliyor.
Gartner ve IDC’nin raporlarına göre 2020 senesine kadar 7 milyardan fazla insan en az 30 milyar cihaz üzerinden 44 zetabayt veri (44 trilyon gigabayt) yaratacak. Bu da hızla yaşamın neredeyse her unsurunun veriler tarafından yönlendirileceği, veri merkezli olacağı bir dünyaya dönüşüme neden oluyor. İşletmeler bu verilerden değer elde edebileceklerini biliyor, ancak yüzde 49’u bunu nasıl gerçekleştirebileceklerini bilmiyor:
- Yüzde 70’i verilerden bilgi ve içgörü elde edebileceklerini söylemelerine karşın, yalnızca yüzde 30’u bunu gerçekleştirebilmek için gerçek zamanlı bilgilerine dayanarak hareket edebiliyor.
- Yüzde 52’si verilerini etkin biçimde kullanmadıklarını ya da verilerle ilgili işyükü dağı altında ezildiklerini itiraf ediyor.
- Yalnızca yüzde 24’ü kendilerini veriyi faydalı içgörü ve bilgilere dönüştürme konusunda “çok iyi” görüyor.
Şirketler değişen müşteri beklentilerini karşılamak için kendilerini hazırlasalar da, dünya da aynı yüksek hızda değişmeye devam ediyor. Institute For The Future, bu araştırmada, teknolojinin 2024 senesinde kadar dünyayı nasıl dönüştüreceğine dair önemli makro değişimlerle ilgili tahminlerde bulundu. Yaşamın neredeyse her unsurunun veriler tarafından yönlendirileceği bir dünyaya doğru bir kayma olduğuna dair güçlü işaretler var. Bireyler ve kurumlar açık bilgi alış verişleri yoluyla bilgileri satacak, bağışlayacak ya da takas edecek.
Cansız nesneler etrafımızda hayat bulacak, daha bilinçli, duyarlı ve bağlı olacak. Karar verme süreci yapay zeka tarafından hiç olmadığı kadar daha kapsamlı bir hal alacak. Bilgiler karşılıklı iletilebilecek ve birden çok duyuyla algılanabilecek. Tüketiciler yeni araçlar sayesinde kendi gizli bilgilerini daha etkin biçimde kontrol edebilecek. Bu yeni dünya düzeninde, değer kavramı ürün ve hizmetlerden bu ürün ve hizmetlerin ürettiği bilgilere kayacak.