Şirketler için zorluklar farklılık gösterse de, inovasyon eksikliğinin mazeretleri her zaman şaşırtıcı bir şekilde benzerdir. Günlük sunulan bahaneler, şirketlerin inovasyon çalışmalarının en büyük engel diyebiliriz.
“Bu benim işim değil”
İş arkadaşlarınızdan bazılarına şirketteki yeniliklerden kimin sorumlu olduğunu sormayı deneyin. Şaşkın cevaplar, geliştirme departmanından üretime veya pazarlamadan üst yönetime kadar değişebilir. Çoğu insanın hemfikir olduğu tek şey, bırakın öncelik vermeleri gereken bir şey şöyle dursun, inovasyonun onların işi olmadığıdır. Onunla başka biri ilgilenir.
“Yönetim, yeni fikirlerin potansiyelini değerlendirmede en iyisidir.”
Bir şirketi daha başarılı yapan fikirlerin sayısı değil, doğru fikirlerdir. Ne yazık ki bir fikrin ne zaman iyi olup olmadığını bilmek zor ve insanlar olarak bizler genellikle bunu değerlendirmekte pek iyi değiliz.
“Müşterimizin ne istediğini zaten biliyoruz!”
Zamanla, şirketler müşterileri hakkında özel bir anlayış geliştirir. Bu anlayış, çoğu zaman güncellenmeyen veya sorgulanmadan kalan bir dizi varsayım ve inanca dayanmaktadır. Bunun yerine, artık pazarın gerçekliği tarafından desteklenmeyen içgörüler haline gelebilirler.