Bilgi ve İletişim Teknolojileri Sektörü’nün 2013 yılında 61,6 milyar olan hacminin 2014 yılında TL bazında yüzde 11 ile yüzde 15 arasında bir büyüme gerçekleştirmesi bekleniyor. Ürünlerin büyük bir bölümünün ithalata dayalı olması nedeniyle TL’nin dolar karşısında değer kaybının sonucunda ithalat hacminin 2013 yılı ile aynı seviyede seyreden bir performans göstereceği söylenebilir.
2015 yılına dair makroekonomik tahminler doğrultusunda; Bilgi ve İletişim Teknolojileri Sektörü’nde temkinli bir büyümenin olacağı ve yılın ikinci yarısında, özellikle seçim sonrasında bir hızlanma görüleceği öngörülmektedir.
2014 yılı genel değerlendirme
2014 yılını genel olarak değerlendirecek olursak özellikle ABD’den başlayarak son birkaç yıldır BT gündemini işgal eden Bulut Bilişim pazarı, küresel olarak gelişme kaydettiği gibi Türkiye pazarında da etkisini gösteriyor. 2014 yılı başında şirketlerin BT’ye ayırdıkları bütçelerle ilgili pozitif hava, yılın devamındaki gelişmeler neticesinde yavaşladı. Önemli başlıkları şöyle sıralayabiliriz:
- Veri Merkezi ve felaket kurtarma alanlarında yatırımlar gerçekleşti.
- BT Hizmetleri büyüdü ve dolayısıyla yatırımların da devam ettiği bir alan oldu. Böylece Donanım ağırlıklı olan genel pazar yapısında dengeli bir dağılıma geçme konusunda adımların atıldığı bir tablo sergilendi.
- Dünya genelinde PC’lerin tekrar adetsel ve hacimsel ağırlık kazandığı ve tabletlerin yavaşladığı bir dönemde, Türkiye’de akıllı telefon ve tabletler satıcı firmalar açısından PC’lerdeki gelir düşüşünü azaltan bir etki yarattı.
- You Tube ve Twitter yasakları; yabancı yatırımcılar üzerinde olumsuz etkiye neden oldu.
Genel olarak bakıldığında ise toplam donanım pazarının üçüncü çeyrekte adet bazında yaklaşık yüzde 1 küçüldüğünü ve kurumsal alanda Dolar bazında uzun yıllar sonra ilk kez yaklaşık yüzde 5 azaldığını görüyoruz. 2014 yılındaki seçimlere kadar kamuda çok fazla hareket olmaması ve sonrasındaki dönemde de görev değişiklikleri doğal olarak kamu yatırımlarını olumsuz etkiledi.
Bireysel tüketici tarafında ise satın alma talepleri büyümeye devam etti. Ana ürün gruplarına bakıldığında taşınabilir PC ürünlerinde bir miktar küçülme yaşandı, masa üstü bilgisayarlarda ise bir önceki yıla göre aynı seviyenin korunduğu söylenebilir. Tablet ürünlerinde ise bir önceki yıla göre az da olsa bir büyüme gerçekleşti. Akıllı cep telefonu ürünlerinde yaklaşık yüzde 15 büyüme kaydedildi.
Telekomünikasyon Sektörü, bir önceki yılın üçüncü çeyrek dönemine göre elde ettiği ciroyu yüzde 25,1 artırdı, toplam ciro ise 2014 üçüncü çeyrek itibarıyla, önceki yıla göre yüzde 2,1 büyüme gösterdi.
2015 yılı değerlendirmesi
2015 yılında; büyük veri pazarının öne çıkması bekleniyor. “Nesnelerin Interneti” ile yeni iş modelleri ile karşı karşıya kalınması, kurumsal mobil çözümler ve büyük verinin ağırlıklı yatırım alanları olması öngörülüyor. BT yatırımlarının, sağlık ve enerji sektörlerinde artması bekleniyor. Ayrıca devlette uzun dönemdir sessizliğini koruyan eğitimde tablet uygulaması projesinin kapsamının ve etkinliğinin artırılması beklentilerimiz söz konusu. Burada bir kez daha değinmemiz gereken şey ise FATİH projesinin bir donanım ve tablet projesi olmaktan hızla uzaklaşıp, eğitim faaliyetlerini içerik ve verimlilik olarak geliştirici bir noktaya doğru şekillendirilmesi ve özellikle yazılım tarafındaki konulara ağırlık verilmesidir.
Hizmetler pazarında yurt dışı faaliyetlerde büyüme, bulut tarafında ise bir rekabet yaşanması bekleniyor. Bulut hizmetlerindeki artış ve nitelik olarak değişikliklerin yazılım ve hizmetler pazarında yeni fırsatlara yol açması, yeni şirketlerin veya yaklaşımların devreye girmesi öngörülebilir. ABD’de ortaya çıkan NSA (Ulusal Güvenlik Ajansı) dinlemeleri ve Edward Snowden’ın bu konulardaki açıklamalarının yaratmış olduğu izlenimler, özellikle AB ve diğer ülkelerde “küresel bulut” yaklaşımından ziyade güvenliği bölgesel veya yerel bazda yönetilebilecek uygulamalara geçiş yapılacağını işaret ediyor.
Bireysel ürünler alanında büyümenin önemli bir kısmının, 2014 yılında olduğu gibi, 2015 yılında da taksit sayısı ve ithalat kısıtlamalarına rağmen akıllı telefonlardan geleceği tahmin ediliyor. Burada Türkiye’yi Avrupa ülkeleri ile karşılaştırdığımızda Almanya, Hollanda gibi Kuzey Avrupa ülkelerinde tüketici teknolojisi ürünleri pazarının büyük bir kısmını dizüstü ve tablet bilgisayar gibi BT ürünleri oluştururken, Türkiye’de akıllı telefonların önde olduğunu görüyoruz. Taşınabilir ve masaüstü bilgisayarlar tarafında ise, tabletten dizüstü bilgisayara doğru 2015’te bir yönlenmenin olacağı öngörülebilir.
Bunun yanı sıra giyilebilir teknoloji ürünlerinde 2015 yılında bir çok ürünün ülke pazarına bir miktar hareket getirebileceğini söyleyebiliriz.
Özetle; veri, bulut teknolojileri ve katma değerli servisler bilişim sektöründe büyümeyi besleyecek önemli alanlar arasında yer alacaktır. Bu alanlarda bireysel ve kurumsal ihtiyaçlara cevap verecek cihaz, ürün ve servislerin önemi artarak devam edecektir.
Sorunlar ve çözüm önerileri
Söz konusu olan büyümeler sektörün gelişim beklentilerini karşılamıyor. Çünkü katma değeri yüksek, ülke ekonomisinin büyümesine katkı sağlayacak ve çarpan etkisi yaratacak alt sektörlerin, yani yazılım ve hizmet sektörünün halen donanım pazarına oranla düşük olduğunu görüyoruz. Bu potansiyel alanlarda istenen büyüme yakalandığında, büyüme beklentilerinin karşılanacağını düşünüyoruz.
Yerli üretim stratejik olarak dijital ekonomi ve dijital toplumun oluşturulmasında çok önemli bir yere sahip. Bu kapsamda, yerli üretimden ekonomik olarak maksimum düzeyde faydalanmak için özellikle bilişimde yerli üretimin doğru algılanması ve doğru planlanması gerekiyor. Avrupa’da dijital dönüşüm için yapılacak yatırım hacminin 3,3 Trilyon €’ya ulaşması beklenirken, Türkiye’nin telekomünikasyon ve bilişim sektöründe farklılık yaratabilecek alanlardan başlamak üzere büyük bir fırsatı yakalaması ve katma değerli hizmetler alanında yerli üretimi ihracata çevirebilecek bölgesel avantajları kullanması mümkün olabilir.
Türkiye’de bilişim harcamaları, özellikle KOBİ’lerde, halen AB’nin çok gerisindedir. OECD raporuna göre, Türkiye’nin internet kullanımında 34 üye ülke arasında sondan ikinci ve de Internette en az e-mail kullanan, en az ürün bilgisi alan, en az online alışveriş yapan, e-devletten en az yararlanan Internet kullanıcılarına sahip ülke görünümünde. Verimliliği ülke genelinde artırması beklenen e-devlet kullanımında ise OECD ülkelerinin 31’i arasında yapılan sıralamada yine sondan ikinci oldu.
Türkiye’de hane halkı arasında bilgisayar ve Internete erişememenin en önemli nedenlerinden biri ekipman maliyeti ve erişim maliyetinin yüksek oluşudur. KOBİ’ler ve şahıs firmaları için de rekabet gücü açısından son teknolojili ürünleri kullanmak gerekli ancak maliyetlidir. Bilişim teknolojilerinin kullanımının yaygınlaştırılması için maliyetlerinin mümkün olduğunca düşük tutulması gerekmektedir. Bu nedenle özellikle bilgisayar, diz üstü bilgisayar, tablet gibi ürünler ve Internet erişimi üzerindeki vergilerin optimal düzeyde tutulması gerekmektedir. Yüksek vergi hali hazırda düşük olan kullanım oranını daha da aşağıya çekecektir.
Bu veriler bize, sektörün büyümesi ve dolayısıyla ülkenin rekabet gücünün artırılması için atılması gereken adımlar olduğunu gösteriyor. Bunları şöyle sıralayabiliriz:
- 2015 yılında beklenen siyasi ve ekonomik gelişmelerin getireceği sonuçlar kurumların kendisini geliştirmesi için ideal zamanlardır. BT dönüşüm projelerini tüm yöneticilerin ivedilikle gündemlerine alması ve bir yandan maliyetlerini kontrol altına alırken diğer yandan yapacakları alt yapı yenilemeleri ve BT’nin hizmet olarak kullanılmasının getireceği hız avantajını kaçırmamaları gerekmektedir
- Bilgisayar ve Internet kullanımının yaygınlaşması sanayi sektörlerinde verimlilik artışları sağlayarak dış pazarlarda rekabet gücünü artırmakta ve dolayısıyla ticareti artırmaktadır.
- Bilgisayar sahipliği ve bilgisayar okuryazarlığının artması yüksek katma değerli sektörlerde çalışacak işgücünün yetişmesine destek vermektedir. Bu aynı zamanda ülkemizin bölgeler arasındaki sayısal uçurumun azalması anlamına gelecek önemli bir gelişme olacaktır.
- Dünya üzerinde birçok ülke bilişim sektöründe korumacı politikaların aksine teknoloji adaptasyonunu kolaylaştırıcı veya teşvik edici politikalara yönelmektedir. Türkiye’de bazı başlıklar için yerel sektörü desteklerken diğer tarafta da teknoloji adaptasyonunu yavaşlatacak maliyet artırıcı politikalardan kaçınılmalıdır.