Türkiye’de mobil bankacılık alanında saldırıya uğrayan kişi sayısı yüzde 85’lik artışla toplamda 15 bin 654 kullanıcıya ulaştı. Bu, Türkiye’yi bu tür kötü amaçlı yazılımlarla saldırıya uğrayan kullanıcı sayısı bakımından Rusya ve Japonya’nın ardından dünyada üçüncü ülke yapıyor.
2021’de finansal kuruluşlara yönelik tehditlerde küresel ölçekte bir artış görülürken, daha önce 2020’de görülen PC ve mobil kötü amaçlı yazılımlardaki düşüş eğilimi devam etti. Hatta PC’lerinde kötü amaçlı yazılımlarıyla karşılaşan kullanıcı sayısı 2020’de 625 bin 364 iken 2021’de yüzde 35 azalarak 405 bin 985’e geriledi.
Kaspersky uzmanları, son on yılda kurumsal kullanıcıları hedef alan bankacılığa yönelik Truva atı trendinin devam ettiğini bildiriyor. 2020 ile 2021 arasında kurumsal kullanıcıların bankacılık kötü amaçlı yazılım saldırılarındaki payı yaklaşık yüzde 2 arttı ve 2018 ile 2021 arasındaki dönemdeki artışı yüzde 13,7 oldu.
Saldırılardan etkilenen kullanıcıların yaklaşık yarısına yönelik saldırılardan yalnızca dört kötü amaçlı yazılım ailesi sorumluydu. Zbot, finansal siber suçlular arasında en yaygın kullanılan kötü amaçlı yazılım olma konumunu korurken, SpyEye 2020’deki yüzde 3,4’lük payını 2021’de yüzde 12,2’ye yükselterek sekizincilikten ikinciliğe yükseldi.
Emotet, Europol tarafından yüzde 9,3’lük oranla “dünyanın en tehlikeli kötü amaçlı yazılımı” olarak tanımlansa da 2020 ile 2021 arasında yüzde 5 düşüş yaşadı. Bu, kolluk kuvvetlerinin 2021’in başında botnet altyapısını engellemek için kurduğu küresel işbirliğine denk geliyor. Bu operasyonla Emotet’in faaliyetleri yılın en azından bir kısmı için sınırlandırılmış oldu.
Kaspersky Güvenlik Uzmanı Oleg Kupreev, “Kurumsal kullanıcılara yönelik saldırıların artması, iyi güvenlik önlemlerinin ve yüksek düzeyde güvenlik bilincinin kuruluşların güvenliğinin ayrılmaz bir parçası olduğunu gösteriyor. Kurumsal kullanıcılara yönelik başarılı finansal saldırılar genellikle tek bir kullanıcıyı değil, tüm organizasyonu etkiler. Tecrübelerimize göre Emotet gibi büyük botnet ağları belirli kullanıcıları veya şirketleri hedef almaz. Bunun yerine daha kolay avlara yönelir, becerebileceği herhangi bir kuruluşa nüfuz eder ve daha sonra saldırılarını genişletmeye değip değmediğini belirler. Bir siber suçlu şirket ağına girdiğinde tüm sistem risk altındadır. Hedefin muhasebe veya finans departmanlarındaki cihazlara bağlı olması bile gerekmez. Aynı ağdaki herhangi bir cihaza bulaşarak saldırganlar genellikle bu departmanlardaki cihazlara da erişebilir. Bu tür saldırıların gerçekleşmesini ve yayılmasını önlemek için kuruluşlar, çalışanlarının kimlik avı e-postalarının veya güvenilmeyen web sitelerinin sunduğu risklerin farkına varmasını sağlamalıdır” şeklinde konuşuyor.