Teknolojide Kadın Derneği, IPSOS ve Bahçeşehir Üniversitesi’nin akademik katkılarıyla Türkiye’de “insan ve teknoloji” ilişkisini odağına alan kapsamlı bir araştırma yaptı. Yapılan araştırmada “Türkiye Teknoloji ve İnsan Endeksi” adlı araştırmada, öğrencilerin, ailelerin ve yetişkinlerin teknolojiye ve teknolojik gelişmelere yönelik bilgi, tutum ve sahiplik düzeyi incelendi.
Çalışma neticesinde hazırlanan rapor, başta pazarlama ve teknoloji alanında faaliyet gösteren şirketler olmak üzere, sivil toplum kuruluşları, kamu kurumları, akademi camiası ve ilgili diğer tüm paydaşların kurumsal hedefleri için önemli veriler ve toplumsal tespitler içeriyor.
Rapor, Türkiye’nin teknolojik algısını gözler önüne seriyor
Teknolojide Kadın Derneği (Wtech), bilim ve teknoloji alanında nitelikli, yetkin ve uzman insan kaynağı yetiştirmek için faaliyetlerine devam ediyor. Dernek ayrıca kadınları önceliklendirerek fırsat eşitliğine katkı sağlamak üzere çalışmalarını sürdürüyor. Wtech’in, IPSOS ve Bahçeşehir Üniversitesi’yle birlikte gerçekleştirdiği “Türkiye Teknoloji ve İnsan Endeksi” araştırması “insan ve teknoloji” ilişkisini odağına alarak literatüre yeni bir perspektif kazandırmayı amaçlıyor.
Araştırmada, Türkiye’de teknolojinin günlük hayatta ve iş süreçlerindeki yerinin tespiti, kişilerin teknolojiye yatkınlıklarının ölçülmesi, teknoloji kullanımındaki motivasyonlarının ve bariyerlerinin tespit edilerek bu alanda alınacak aksiyonların belirlenmesi hedeflendi. Bu çerçevede lise ve üniversite öğrencilerinin, ailelerin ve STEM (Bilim, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik) alanlarındaki eğitimli iş gücünün, teknoloji konusundaki yaklaşım ve tutumlarını anlayarak alınacak aksiyonların hedef odaklı olması amaçlandı. Araştırma sonunda teknoloji algısında cinsiyet farklılıklarını ölçen ve bu alandaki kadın temsiliyetinin artırılmasına olanak sağlayacak veriler de elde edildi.
Raporda öne çıkan veriler
Raporda katılımcıların teknolojinin hayatlarındaki öneminin farkında ve kendilerini bu alanda geliştirme konusunda istekli olduğu görülüyor. Bu kapsamda katılımcıların yüzde 69’u “teknolojisiz bir hayat düşünemiyorum” derken, bu görüşe katılmayanların oranı ise yüzde 13. Yakın gelecekte teknoloji konusunda becerilerin daha fazla önem kazanacağını düşünenlerin oranı yüzde 86 iken kendini bu alanda geliştirerek daha fazla beceri kazanmak isteyen kişilerin oranı yüzde 80. Her 10 haneden 4’ünde yapay zekâ içeren en az bir ürün kullanılıyor.
Türkiye’de teknolojiye yönelik tutum olumlu olsa da ekonomik engellerin yanı sıra teknolojik gelişmeler konusundaki endişe ve belirsizlikler sebebiyle olumlu tutumun davranışa dönüşmediği de ortaya çıkan diğer veriler arasında.
Teknoloji endeksi ölçülürken katılımcıların teknolojiyle ilgili bilgi düzeyi, davranışları ve tutumları olmak üzere üç boyutun ele alındığı bildiriliyor. Bu bağlamda Kullanıcıların teknolojiye dair bilgi düzeyinin yüzde 48, davranış düzeyinin yüzde 38, tutum düzeyinin ise yüzde 54 olduğu belirlendi. Her boyutun aynı ağırlıkta değerlendirildiği araştırmada ortalama teknoloji endeksinin yüzde 47 olduğu sonucuna ulaşıldı. Buna göre toplumun teknoloji algısının orta seviyede olduğunu söylemenin mümkün olabileceği ifade ediliyor.
Yapay zeka algısı ne durumda?
Katılımcıların çoğunluğu yapay zekanın hayatı kolaylaştırdığını düşünürken bilinmeyen getirilerine karşı da kaygılı. Bunun sebebi ise yapay zekanın bazı meslek gruplarının yerini alacağı düşüncesi. Yapay zeka konusunda katılımcıların yüzde 73’ü “yapay zekanın hayatımızı kolaylaştırdığını” ifade ederken, yüzde 48’i “yapay zekânın hayatımızda daha çok yer alması gerektiğini” belirtiyor.
Toplumda yapay zeka ürünleri konusunda da bir kaygı hakim. “Yapay zeka ürünleri işlerimizi elimizden alacak” düşüncesine sahip olan bireylerin oranı yüzde 63.
Katılımcıların yüzde 46’sı “yapay zeka konusunda bilgi düzeyiniz nedir?” sorusuna “duydum ama pek bilgim yok” derken yapay zekayı kelime olarak bile duymayanların oranı sadece yüzde 5.
Araştırmada dikkat çeken bir diğer nokta ise robotların dünyayı ele geçireceği endişesi. “Robotların yakın zamanda dünyayı ele geçireceklerinden endişe ediyorum” diyenlerin oranı yüzde 38. Öte yandan bu görüşe katılmayanların oranı da yüzde 38’lik bir oranda ve dolayısıyla konu hakkındaki görüşler eşit. Yüzde 24’lük Kararsızlar ile birlikte toplum bu endişe konusunda ikiye bölünmüş durumda.