Haziran ayında doğan bir bebeğin hayatı 3D yazıcı sayesinde kurtarıldı. Elbette 3D yazıcıdan gerçek dokulara sahip bir kalp çıktısı alınmadı ancak bebeğin beklenmedik şekilde anormallikler içeren kalbine ait bir model bire bir oluşturularak cerrahların gerçek ameliyat öncesinde planlama yapmasına olanak sağlandı.
Bebeğin kalbindeki anormallik sıra dışı bir durumdu. Aort ve atardamarları yanlış yerlerde olduğu ve aynı zamanda kalp üzerinde çeşitli deliklerin bulunduğu durumda doktorların işi gerçekten güçtü zira bebeğin kalbi sadece bir ceviz büyüklüğündeydi. Cerrahların mevcut durumu anlaması için bir keşif operasyonu yapması ve akabinde bir kaç farklı operasyon ile müdahale etmesi gerekiyordu ancak bu durumda bebek bu sürece dayanamayıp hayatını kaybedebilirdi.
Bu risk yerine bebeğin anormal kalbinin bir kopyası modellenerek 3D yazıcıdan elastik bir malzeme ile çıktısı alındı. Cerrahlar bu model üzerinde çalışarak operasyonu planladılar ve tek seferlik bir müdahale ile bebeğin kalbini onarmayı başardılar. Bebek şu anda sağlıklı ve umuyoruz ki mutlu bir yaşama doğru yol alıyor.
Sağlık alanında fırsatlar doğuyor.
Bu tarz gelişmeler son dönemin popüler ve hatta magazinsel konuları arasında yer alıyor. Öte yandan yeni bir fırsatlar pazarı da yaratıyor. Türkiye’de sağlık sektörü genel yargının aksine dünyadaki pek çok gelişmiş ülkeye yakın standartlara sahip. Bu durum, bu tarz yenilikçi projelerin hayata geçirilmesi için büyük bir fırsat zemini oluşturuyor. Uzun yıllar boyu tıp eğitimi almadan, sadece teknolojinin yenilikçi yaklaşımlarını kullanmanın doğru yöntemlerini geliştirebilecek girişimler, sağlık kurumları ile işbirliği yaparak küresel başarılara imza atabilirler.
Kaderin pasifize edilmesini istemem. Öleceksem ölürüm. Endişe duyulan karaborsa ve dual üretimin başlayacağı noktası oluyor. Hindistan’ta sokaklarda diş çeken zavallılar, trende asrın çakısını satanlar bu kez başka utanmazlıklara girişebilirler. İşin daha da tehlikesi Tıp’ın giderek önemsizleştirlmesi, basitleştirilmesi.