İki eski Apple yöneticisi, internet teknolojilerinden sorumlu Don Melton ve iOS uygulamalarından sorumlu Nitin Ganatra, bir programa yaptığı açıklamalarda Apple yöneticilerinin ne kadar talepkâr olduğundan dem vurdular.
İkiliden Melton’un açıklamasına göre yöneticiler gece saat 1’de çalışanlarına e-posta atabiliyor ve hemen cevap bekliyorlar. Pazartesi günü yönetici toplantısı olduğundan ötürü çalışanlar Pazar günü üstlerinden gelecek emirlere karşı tetikte olmak zorundalar ve gerekirse sevdikleri dizilerden mahrum kalabiliyorlar. Ancak konu televizyon dizileri olduğunda şöyle bir artı var: Scott Forstall’ın Sopranos dizisi başında olduğu vakitlerde rahatsız edilmeyeceğinize emin olabilirsiniz.
Ganatra ise bu taleplerin ne kadar kötü olabileceğini şöyle anlatıyor: ‘‘Gece size aslında size yazılmamış bir e-posta iletiliyor. Scott’tan geliyor ama e-posta Steve’den – üstelik gecenin geç saatlerinde. Bu e-postaların cevap talep eden yöneticiler sayesinde sabah 2:45’e kadar süreceğini biliyorsunuz ve bu günler, haftalar, aylar boyu devam ediyor.’’ Bu örneği onaylayan Melton kendisine yönetici olmak istediğini söyleyen birine dün gece iyi uyuyup uyumadığını sorduğunu, uyuduysa bunun son iyi uykusu olacağını temin ettiğini söyledi.
Ancak az uyku sadece mühendislere özgü bir şey değil. Melton, biri CEO Tim Cook’un sabahları işe çok erken gelerek gecelere kadar çalıştığını söylediğinde bunun basit bir müşteri ilişkileri hikayesi olmadığına emin olunabileceğini söylüyor. ‘‘Apple yöneticileri gerçekten böyle çalışıyor, bu insanlar birer deli’’ diyen Melton’a hak veren Ganatra, yaptığı hesaplara Tim Cook’un geceleri sadece üç saat uyuduğunu çıkardıklarını söylüyor.
Alt başlıktaki durumu izaha çalıştığımda marka aşıklarınca aforoz edilmiştim. Appleca düşünmemek sizi beyaz temadan çıkarıyor olmalı. Girişte alkış istemediğimi, çalışansam bir tema giymek zorunluluğunu istemediğimi söylemeliyim. Fakat üst seviye kesimin alışverişinde ‘çalışan/emekçi’ye yer olmadığından, mağazalarında kişiliğim olmayacak. Apple mağazasında ben iki kişiden biri olabilrim: İlki alkışlanarak karşılanan üst kesim bireyi, ikincisiyse kişiliği silinmiş tema giydirilmiş bir çalışan. Bu iki kişiden başkasını göremezsiniz, çünkü bu isteniyor.
Benim tek anlamadığım neden bunun bir mesele olduğu. Her firmanın ve markanın farklı bir yapısı var. Pek çok kişi Apple’ın fiyatlarından şikayetçi. Tamam da Windows yüklü bir bilgisayarın sorunları ile Mac’i karşılaştırınca hakkını veriyor. En basitinden pil tüketimi sorunu. Yok her hafta şu kadar saat fişe tak şu kadar saat çıkar yoksa pil ölür vs vs… Windows yüklü bilgisayarlarda yaşadığım hiçbir sorunu Mac’te yaşamadım. 2 yılda 1 lenovo alacağıma 4 1 yılda 1 mac almak aynı maliyette.
Apple marka kurgusunu teknolojide en iyi yaşatan firma. Bu şekilde bir dünya sunuyor. Tercih etmek veya etmemek kullanıcının elinde. Ben de zengin falan değilim. 2 yıl para biriktrip 2009 da macbook almış bir kullanıcıyım. Hiç üst seviye bir kesim değilim. Sadece önceliklerle ilgili. Mesela iphonum veya ipadim de yok. Alacak durumum ve önceliğim yok. Ama bu beğenmeme engel değil.
Mesela Nusrette yemek yemek isterdim. Fakat bir biftek için 500 tl veremem. Ama orada yiyenlere de birşey söylemem. Moda da aynı şekilde. Veya arabalarda. Jeep marka bir araç almak hayalim ama imkanım yok. Olsa alırdım. Sizinde olsa sizde alırsınız. Herkesin kendi zevki ve parası. Nasıl istiyorsa öyle harcar. Her Apple konusu açıldığında zengin-fakir veya kapitalist-kominist edebiyatından örnekler görmek mümkün. Çok sıkıcı bu tür söylevler.
Geliriniz arttıkça, sosyal ve seviyenize yönelik ihtiyaçlarınızda aynı oranda artar. Bu ihtiyaç kelimesi doğal ihtiyaçlar anlamında değildir. Bulunduğunuz kitleden ötürü bazı ihtiyaçlarınız belirir. Yabancı dil veya iyi şarap hangisidiri bilmek gibi…
Sonuç olarak; istenen veya acımasız kapital gibi saçmalıklara gerek yok. Koleksiyon mobilyadan da ürün alabilirsiniz, İstikbalden de. Paranız arttıkça gelirinize uygun markalara kayarsanız doğal olarak. Yoksa da gelirinize uygun markalara.. Bu son derece doğaldır. Artık kabullenmek gerekiyor bunları. Apple ürünleri de ucuz olsaydı yine o segmentte başka bir marka olacaktı. Bu sefer onu kötüleyecektik. Adamların anlayışı fiyatı falan bu. İstiyorsanız alırsınız istemiyorsanız almazsınız (benim gibi). Zorlayan var mı?
Apple eleştirilerinde kullanıcı kesimini de gözardı etmemeliyiz. Kuvvetli bir inakları var. Beyaz felsefelerinde ciğerini satıp, 3-4 yıl ücret biriktirenlerdeki yanlış sosyalitelere her nedense rastlanmıyor. Açıkcası oralıda değiller ve düzmantık ‘seçki serbestisi’ ilk seçimleri oluyor. Kısmen haklılar. Gelir sosyalitesi sadece Apple’ı değil kimseyi bağlamaz. Fakat birde bu var: ‘BT’ne tema sökmez.’
‘Zor’ kaba kuvvetli kolaycıların pek sevdiği bir yöntemdir. Sık kullanırlar. Etkili olmasıyla da sevdalılarınca sık kullanılır. Bir düşünce sizin ‘zor’la hareket ettiğinizi resmediyorsa, kolaycı bir düşüncedir. Basittir, temeli yoktur, düzmantığı tercih eder, felsefesizdir, inak merkezlidir, sosyaliteleri kaale almaz, konjonktüreldir ve doğal olarakta değişken/hermetik.
Teknoloji kullanımı, sadece bir ‘seçki serbitisi’ midir?, bir sosyal bilimci konuyu istediği biçimde ele alma özgürlüğüne sahip midir?, yoksa Apple şu cümlesinde korkunç haklı mıdır? ‘Herkes kendi için özeldir.’*
*Şayet bu doğruysa benim yaklaşımımda kendi için ‘özel’, özel olduğu için ‘özgür’ ve özgür olduğu içinde ‘benzersiz/özgün’ olmalı, ‘Zor’dan bağımsız olmalıdır.