Ankete katılanların yaklaşık üçte biri, aracılı veya aracısız sanallaştırma güvenliği modellerini “açıkça anladığını” ifade ediyor (sırasıyla yüzde 34 ve yüzde 30). Bu katılımcıların sadece dörtte biri ise (yüzde 27) aracısız güvenlik modellerini “açıkça anladığını” ifade ediyor. Sonuçlara göre; BT sektörünün bu konuda bilinç ve eğitim düzeyini yükseltmek için halen yapacak çok işi olduğu anlaşılıyor.
Katılımcıların yüzde 40 ila yüzde 50’si ise sanallaştırma güvenlik modellerini “makul düzeyde anladığını” belirttiği görülmekte. Bu, teknolojiler hakkında en azından temel düzeyde bilgi sahibi olunduğu anlamına geliyor. Ancak ne yazık ki bu oran, BT güvenlik uzmanlarının yüzde 25-yüzde 31’nin bu sanallaştırma güvenliği platformları hakkında “hiç bilgi sahibi olmadığı” veya “çok az bilgi sahibi olduğu” anlamına da geliyor.
Sanal makineler için klasik güvenlik
Kaspersky Lab’ın 2014 Sanallaştırma için BT Güvenlik Riskleri özet raporunda bulunan anket sonuçları, bu bilgi eksikliğinin gerçek dünyadaki yansımasına da işaret ediyor. Ankete katılan BT çalışanlarından oluşan iki grup arasında bir fark görülebilir: sanallaştırma güvenliğini tam anlamıyla uygulamış olanlar ve sanallaştırma güvenliği çözümlerini kısmen uygulamış olanlar. Tamamen uygulanmış olan sanallaştırma güvenliği çözümlerinin büyük çoğunluğu (yüzde 58) fiziksel uç noktaları korumak için kullanılan çözümler. Ancak, sanallaştırma güvenliği çözümünü kısmen uygulamış olan BT çalışanlarına sorulduğunda, klasik aracı tabanlı çözüm kullanım oranının yarı yarıya (yüzde 29) azaldığı ve hafif aracılı ve aracısız güvenlik gibi daha yeni ve daha verimli teknolojilerin daha sık kullanıldığı yanıtı alındı. Bu bize, şirketlerin yeni sanallaştırma güvenliği teknolojilerini benimsemeye başladıklarını ve uygulamaların yavaş yavaş devreye alındığını göstermekte.