Ülkemiz çok önemli bir seçimi daha atlattı ve cumhuriyet tarihimizde ilk defa cumhurbaşkanını halk seçti. Seçim günü bazı arkadaşlarım sosyal medyada seçimde yaşanan yolsuzlukların önüne ancak e-seçim yoluyla geçilebileceğini belirten mesajlar paylaştı. Peki, ülkemizde e-seçim teknolojileri kullanmak ne kadar olası? Gelin bu sorunun cevabını birlikte bulmaya çalışalım.
Avrupa’da ilk e-seçim Estonya’da
Avrupa’da gerçek anlamda ilk e-seçim uygulaması 6 Mart 2011’de Estonya’da gerçekleştirildi. Estonya halkı oylamaları evlerinden internet üzerinden katılırken sadece siyasiler sandık başına giderek medyaya poz verdi. Tabii ki Estonya gibi 1,3 milyonluk sayıca düşük ancak hem eğitim hem de bilgisayar okuryazarlığı–sahipliği çok üst seviyede olan bir ülkede bunu denemek ve sonucunda başarılı olmak çok normal. Ancak ülkemizde hala okuma-yazma sorunun çözmemişken, bilgisayar sahipliği ve okur-yazarlığı oranları bu kadar düşükken internet üzerinden seçim bizim için biraz zor gibi duruyor.
Klasik sandık yerine e-sandık
İnternet üzerinde seçim için başarılı olamadık. O zaman ülkemizde çeşitli hilelerin yapıldığı iddia edilen klasik sandıklar yerine e-sandık uygulaması başarılı olabilir mi? Yine son seçim rakamlarıyla hareket edelim. Son seçimde kurulan sandık sayısı 166.657 adet. Bunların yerine e-sandık kurulması durumunda iyi durumda aynı sayıda bilgisayara, elektrik trafolarına girecek kedilerden kaynaklanacak olası elektrik kesintileri için kesintisiz güç kaynağına, bilgisayarlar için internet erişimine, internet üzerinden gidecek verinin güvenliği için bir altyapıya ve bilgisayarlarda teknik bir sorun çıkması durumunda buna müdahale edecek personele ihtiyaç olacak.
Bugünkü klasik seçim maliyetlerini ben bilemem tabii ki. Ama yetkililerin elinde bu rakamlar mutlaka vardır. E–seçim için gerekli maliyetleri de yukarıda saydığım kalemleri detaylandırarak bulmak kolay. Asıl zor olan bunu hayata geçirmek. Umarım ömrümüz yeter de bir gün biz de e-seçimde oy kullanırız.