Sunucunuzun neye mal olduğunu biliyor musunuz? Endüstriyel şirketlerin liderleri bilmiyor. Bu gerçek maliyeti, bilmeyen yöneticiler, şirketin veri merkezi teknolojisi ve kullanılabilirlik korumasına önemli yatırımlar yapma kabiliyetini zayıflatıyor. En nihayetinde, yüksek kullanılabilirlik oranı, bir bilgisayar sisteminin kuruluşa karşı değerine dayanan bir karardır.
Bu makale aksama süresinin altındaki maliyetin ve kritik uygulamalarınızı bu riske karşı korumanıza yönelik dört seçeneği incelemektedir.
Aksama Süresinin Altındaki Maliyet
Aksama süresi maliyeti yalnızca iki ücretten fazlasını ve hem doğrudan hem de dolaylı maliyetleri içerir. Satışlarınız düşebilir ve çalışan üretkenliğinizi kaybedebilirsiniz. Müşteriler endişelenebilir; rakipler ise bundan faydalanır. Bu maliyetler aşağıdaki altı kategoride açıklanmıştır:
1. İşletim Maliyetleri: Bir kesinti halinde ücret kaybı, fazla mesai ve çalışan maliyetleri ortaya çıkar. Satışlar kaybedilebilir ve bunun sonucunda gelecekteki işlerde de bu işlerde aynı durum yaşanabilir. Diğer işletim maliyetleri arasında envanter kaybı ve işlenmede olan ürünlerin ıskartaya çıkması, hizmet düzeyi anlaşmaların yerine getirilmemesinden kaynaklanan olası hukuki cezalar ve meydana gelen kayıpların tazminini isteyen üçüncü taraflara dayalı maliyetler yer almaktadır.
2. Üretkenlik Maliyetleri: Bir kesinti halinde çalışanlar normal görevlerini yerine getiremez. Üretkenlik kaybını hesaplamada kullanılan yaygın yöntem şudur: (ortalama çalışan maaşı x üretim aksama saati) + kayıp iş zamanını kompanse etmek için çalışanların fazla mesai maliyetleri.
3. İyileştirme Maliyetleri: Bu maliyetler arasında sistemin onarılması için ödenen ücret, BT personelinin fazla mesaisi ve hizmetlerin geri kazanımı için gereken üçüncü taraf danışmanlar veya teknisyenlerin maliyetleri yer almaktadır. Göz önünde bulundurulması gereken bir diğer husus da, BT personelinin diğer kritik projeler yerine sistemin kurtarılmasına odaklanması ile harcanan zaman ve maliyettir.
4. Müşteri Kaybı: Daha önceki sadık müşteriler size olan inançlarını yitirebilir ve rakiplerinize yönelebilir. Bir şirket güvenilmez olarak görülmeye başladığında, bu algının değiştirilmesi zor olabilir.
5. İtibarın Zedelenmesi: Şirketiniz ister büyük ister küçük olsun, kötü itibar büyük bir kayba yol açabilir. Kötü bir haber başlığı ve Twitter’daki bir şikayet ya da Facebook’taki olumsuz bir gönderi de zarar verici olabilir. Sektöre yönelik web siteleri ve bloglar hedef pazarınızın dikkatini çekmektedir; bu nedenle olumsuz bir gönderi mevcut ve potansiyel müşterileriniz üzerinde etki yaratabilir.
6. Hissedar Değeri Etkisi: Kötü imaj ayrıca şirketin sermaye değerini düşürür ve pazardaki sermaye miktarını olumsuz etkiler. Özellikle sallantılı ekonomik süreçlerde, borsa bir şirket hakkındaki olumsuz haberlerden etkilenir ve bu haber önemli bir satış kaybı hakkındaysa sonuçlar daha da kötü olabilir.
Kritik uygulamaları korumaya yönelik olarak yüzde 99 ila yüzde 99,999 arasında değişen seviyelerde farklı çözümler bulunmakla birlikte yapılması gereken en önemli şey Risk Yönetimidir.
Yüksel elverişlilik ihtiyacı önem kazanmıştır. “Sunucu çalışmıyor” sözü ve görev açısından önemli sistemlerin çalışmaması artık işletmeler için kabul edilebilir bir özür değildir. Aksama süresinin maliyetini anlamak, risk yönetimi için bir plan oluşturmada ilk adımdır. Bir sonraki adım ise en önemli uygulamalarınızın ihtiyacı olan elverişlilik düzeyini ve hedefinizin bir arıza meydana geldikten sonra bunu mümkün olduğunca kısa sürede kurtarmak mı yoksa arızayı tamamen ortadan kaldırmak mı olduğu üzerine düşünmektir.
Bu sorulara verilen yanıtlar işletmeniz için uygun tedbiri belirlemenize yardımcı olacaktır.
Bu makale Rockwell Automation tarafından hazırlanan ve kapsamlı bir tanıtım yazısı olan “The Cost of Critical Application Failure” isimli yazıdan uyarlanmıştır. Bu yazıyı ve ek bilgileri http://goo.gl/AjMDfm adresinden ücretsiz olarak indirebilirsiniz.