Birleşmiş Milletler (BM), tarafından hazırlanan bir rapor, devletlerin son dönemlerde kitlesel teknik takibe ağırlık verdiklerini ortaya koyuyor.
BM, İnsan Hakları Konseyi, tarafından kaleme alınan 16 sayfalık raporda, uygulamaların insan hak ve hürriyeti ile kişisel mahremiyeti koruyacak şekilde yapılması gerektiği belirtiliyor. Raporda, devletlerin takip sonucu elde ettikleri verileri saklamalarının orantısız ve gereksiz olduğu da ifade ediliyor.
BM, İnsan Hakları Yüksek Komiseri Navi Pillay, raporda, devletlerin şeffaflıktan uzak gerçekleştirdikleri teknik takibin, bir tedbirden çok alışkanlık halini aldığını ve bunun sivil toplum hayatına bir risk oluşturduğunu belirtiyor.
Teknik takibin yasal çerçevesi kamuoyuyla paylaşılmalı
Raporda, teknik takibin hangi şartlar altında gerçekleşeceği ve neleri kapsayacağının kamuoyuna duyurulmasının gerektiği ve bunun yasallık kazanması isteniyor. Raporda ayrıca, devletlerin servis sağlayıcı şirketleri kullanıcı verilerini kayıt altına almaya zorlamalarının ikna edici bir yönünün olmadığı ifade ediliyor.
Bu, işletmeler için nasıl bir anlam taşıyor?
Kuşkusuz, düzenlemelerin giderek baskısını daha fazla hissettirdiği bir dönemde işletmelerin buna karşı koymaları çok mümkün görünmüyor. Ancak, en azından şirketlerin kendi içlerindeki süreçleri iyileştirerek bu cephede kişisel gizliliğe saygılı yönergeler oluşturmaları iyi örnek oluşturabilir.