Geçtiğimiz hafta Londra’da düzenlenen eğitim ve teknoloji etkinliğine katılan yayınlar arasındaydık. Dünyanın en büyük teknoloji şirketleri, eğitim alanındaki çalışmalarını bu etkinlikte bizlerle buluşturdular. Bu şirketlerden biri olan Microsoft ise, özellikle Microsoft Eğitim (Microsoft Education) adı altında önemli çalışmalarıyla ön plana çıktı.
Biz de TechInside ekibi olarak Microsoft Eğitim Genel Müdürü Barbara Holzapfel ile eğitim üzerine keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Bu sohbetimizi hemen aşağıdan okuyabilirsiniz.
Microsoft Eğitim Genel Müdürü Barbara Holzapfel söyleşisi
TechInside: Bize biraz Microsoft’un eğitim vizyonundan bahseder misiniz?
Barbara Holzapfel: Tabii; bizim eğitimdeki vizyonumuz ve misyonumuz, gezegendeki her öğrenciyi daha fazlasını başarması için güçlendirmek. Bunun üzerinde düşündüğünüzde de, öğrencilerin eğilimleri ile ilgili doğru sonuçları elde etmek adına öğretmenlere zaman kazandıracak, aynı zamanda okul yönetimleri için de uygun bütçeli ve kullanımı kolay olan birçok araç sağlayabiliyoruz.
TechInside: Yapay zekadan da bahsettik, siz de çözümlerinizde yapay zeka kullanıyorsunuz. Bize eğitim alanında kullandığınız yapay zeka çözümlerinden bahseder misiniz?
Barbara Holzapfel: Yapay zekayı öyle bir teknoloji ki, bu teknolojiyi tek bir bağlamda değerlendirmemek gerek. Birçok farklı alanda yapay zeka kullanıldığını görüyoruz baktığımızda. Mesela çeviri işlevselliğine baktığınızda ya da bazı analitik çözümlerine baktığınızda yapay zeka kullanıldığını görüyorsunuz.
Yani, yapay zeka sadece tek bir şey değil. Evet, son kullanıcıya da sunulan bir yönü var ama yapay zeka birçok değişik bağlamda geliştirme ve keşfetme amacıyla da kullanılabiliyor. Bunlara farklı aplikasyonları veya analitik araçlarını örnek gösterebiliriz.
TechInside: Eğitim için bir de oyun kullanıyorsunuz. Bu konuda biraz bilgi verebilir misiniz?
Barbara Holzapfel: Tabii, kesinlikle. Öğrencilerin mezun oldukları zaman ihtiyaç duyacakları becerileri ele aldığımızda, ki daha önce 2013’te gerçekleştirdiğimiz bir çalışma vardı onunla ilgili bir şeyler okuma şansınız oldu mu bilmiyorum. Ayrıca, okur yazarlık ve temel becerileri üzerine de konuştuk, genel olarak çok da iyi anladık bunları.
Bulduğumuz bir diğer şey de hem iş bulabilmeleri hem de hayata hazır olabilmeleri için öğrencilerin sosyal ifadelerle ilgili becerilere de ihtiyaç duyduklarıydı. Biz de hem okur yazarlık hem temel hem de sosyal becerilerini nasıl geliştirebilecekleri üzerinde durduk. Dün istihbarat birimiyle iş birliği yaparak hazırladığımız sunumda paylaştığımız ankette bahsettiğimiz gibi farkettik ki, sosyal öğrenme deneyimleri oyun temelli ya da sanal gerçeklik temelli olabiliyorlar. Bu öğleden sonra sınıfında İspanyol bir öğretmenin Minecraft temelli bir eğitimi nasıl gerçekleştirdiği hakkında bir panelimiz vardı. Kendisi, gelişimin sadece temel becerilerle sınırlı olmadığından, ortak çalışmanın, sorun çözmenin, iletişimin ve iş birliğinin de sosyal becerilerin gelişmesinde oldukça kritik olduğundan bahsetti.
Biz de öğretmenlerin ne gibi araçlar kullanarak öğrencilerin sosyal becerilerinin gelişimesine katkı sağlayabileceklerini ele aldık. Öğrencilerin sosyal gelişimleri konusunda gerçekleştirdiğimiz çalışmalarda gördük ki, sosyal becerilerin gelişmesi, öğrenilen bilgilerin korunması konusunda da yüzde 35’lik bir gelişim sağlıyor. Çünkü bir öğrenci olarak daha çok gelişiyor ve öğreniyorsunuz. Size bu zamana kadar öğrendiğim bir anektod vermek isterim; NASA ile ortaklaşa geliştirdiğimiz bir sanal gerçeklik programımız var. Bu programda ekibinizle Mars’a gidiyorsunuz ve etrafı dolaşıp, keşif yapabiliyorsunuz.
Bu çalışma, kitaplara göre daha efektif bir öğrenme deneyimi. Bu çalışmada duygularınız daha çok gelişiyor ama bunun yanında ekibinizle birlikte olduğunuz için de kurduğunuz iş birliği sayesinde elde ettiğiniz deneyimlerle sosyal becerileriniz de gelişiyor. Bu da öğrencilere nasıl öğrenebilecekleri ve kişiselleştirme ihtiyaçları noktasında fikir veriyor.
Çünkü, her öğrencinin öğrenme hızı ve şekli birbirinden farklı. Sabah erken saatlerde gerçekleştirdiğimiz panelde de bahsettiğimiz gibi, her öğretmenin kendi araç kutusu var aslında. Bu kutularda da farklı öğrenme metotları ve araçları var. Bu araçları nasıl kullanmaları gerektiği ile ilgili biz de dünya genelinde sanal gerçeklik gibi teknolojileri kullanarak birçok eğitmenin doğru işler çıkartabileceği öğrenmenin öğrenciler için nasıl kolay olacağı konusunda çalışmalar gerçekleştiriyoruz.
TechInside: 5G geliyor bildiğiniz gibi. 5G sonrası eğitimin geleceğini nasıl görüyorsunuz, bu konuda neler düşünüyorsunuz?
Barbara Holzapfel: Okullar için internete erişim şüphesiz ki çok önemli bir nokta. 5G, çevrimiçi olarak daha iyi çalışan birçok programa daha hızlı erişim sağlayacak. Böylece biz de okullara daha hızlı bir erişim sağlayabileceğiz. Bu da oldukça faydalı olacak.
TechInside: Verdiğiniz değerli bilgiler için teşekkür ederiz.
Barbara Holzapfel: Bu keyifli sohbet için ben de size teşekkür ederim.
