Akıllı saatlerin geleceğin teknolojisi olduğu, tüm yaşam şeklimizi değiştirme potansiyeli olduğu, daha yüksek taşınabilirlik ve kullanılabilirlik ile mobil teknolojilerde çığır açacağı uzun süre konuşuldu. Çok değil, 1,5 yıl önce insanlar, Apple Watch alabilmek için dükkanların önünde sabahlıyor, sırf Galaxy Gear’a erken sahip olmak için Güney Kore’ye gidiyordu. Akıllı saat bilim kurgu gibiydi.
IDC’nin yayınladığı bir rapora göre, 2016 yılının üçüncü çeyreğinde akıllı saat sevkiyatları yüzde 51,6 düştü. Özellikle Apple tarafında bu düşüş yüzde 71,6.
Apple hala yüzde 41,3 oran ile pazar lideri olmasına karşın, üçüncü çeyrek içerisinde Apple’ın 1,1 milyon adet akıllı saat sattığı tahmin ediliyor. 2015 yılının aynı döneminde bu rakam 3,9 milyondu. Apple’ın akıllı saatlerinde bir düşüş bekleniyordu zaten; Apple Watch’ın yeni serisi üçüncü çeyrek döneminin en sonunda piyasaya çıktı. Ancak kimse global olarak böyle bir düşüş beklemiyordu.
Akıllı saat piyasası neden düşüşte?
IDC’nin verilerine bakıldığında, akıllı saatlerde yeni trendlerin oluşumu görülebiliyor. Globalde neredeyse tüm akıllı saat piyasasının çakılmış olmasına rağmen, Garmin’in bir yıl içerisinde yüzde 324 büyümesinin ardında önemli bir sır var. Ve bu sır, diğer şirketler tarafından da keşfedilmiş durumda; ancak biraz geç kaldılar. Garmin, ürünlerini doğrudan sağlık takibi ve spor odaklı olarak tasarlıyor. Apple, daha önceki Apple Watch’ları moda ve iletişim odaklı planlıyordu. Samsung ve Lenovo da öyle. Ancak özellikle Apple’ın lansmanında ve internet sitesindeki bilgilerden görüyoruz ki, Apple da spor, fitness ve sağlık konularına doğru tasarımını kaydırdı. Spor ve sağlık, akıllı saat kullanıcıları veya potansiyel alıcıları için tek önemli konular gibi görünüyor. İletişim ve cep telefonunun uzantısı gibi çalışan saatler, basitçe satmıyor. En azından şimdilik.
Bu global düşüşün başka nedenleri de var. Örneğin Apple ve Pebble’ın yeni akıllı saatleri üçüncü çeyreğin sonunda ancak piyasaya çıkabildiler. Google Android Wear 20’ı önümüzdeki yıla erteledi. Yani piyasada yeni akıllı saat donanımı yok, dolayısıyla kullanıcılar yeni saat alamıyor gibi görünüyor.
Bütün bunlar bahane
Gerçek sorun ise çok daha derinlerde yatıyor. Akıllı saat satın almak için gerçekten mantıklı gerekçeler bulmak günümüzde zor. Belli ki akıllı saatler herkes için değil. Herhangi bir akıllı cihaz tasarlanırken açık ve net bir şekilde işlev ile kullanım senaryosu belirlemek elzem.
Bu yüzden çoğu üretici basitliği yüzünden spor ve sağlık alanlarına odaklanıyor. Ancak kaç kişi gerçekten an be an takip edilmesi gerekecek kadar düzenli spor yapıyor? Kaç kişi gerçekten nabzını veya uyku düzenini sürekli takip etmek istiyor veya buna ihtiyaç duyuyor?
Akıllı saat satın almak bir teknoloji yatırımı ve bu yatırımın kullanıcının hayatında ciddi değişiklik yapması gerekiyor; ekonomik veya psikolojik olarak. Teorik olarak spora özendirmek, fitness gelişmelerini anında görebilmek ve sağlık konusunda bilgi sahibi olmak kişinin yaşam kalitesini artıracak etkenler. Ancak bu çok idealize bir dünya. Günümüz dünyasında bunların hiçbirinin kişiye kısa veya orta vadede doğrudan bir katkısı bulunmuyor. Bu katkı, dolaylı olarak uzun vadede ortaya çıkıyor. Yani ekonomik veya psikolojik ROI’si belki 10 yıl sonra ortaya çıkacak, belki de çıkmayacak bir cihaz için para vermek isteyenler çok azınlıkta.
Büyük düşüşüne rağmen son kullanıcıya erişebilen IoT cihazların hala en çok kullanılanı konumunda olan akıllı saatler ile akıllı cep telefonlarını net bir şekilde birbirlerinden ayırmak, piyasanın olgunlaşmaya başlaması için kilit bir nokta olarak herkesin gözü önünde duruyor. Bu konu da yavaş da olsa adımlar atılmaya başlandı. Örneğin kendi SIM kart girişi olan, akıllı cep telefonundan bağımsız çalışan saatler piyasada deneme amacı ile var. Donanım ve yazılım teknolojileri ilerledikçe akıllı saatler ve bunların öncüsü olan spor bileklikleri, ayrıca her ikisinden türemiş olan diğer donanımlar kendilerini ayrıştırarak ebeveynleri olan akıllı cep telefonlarından özgürlüklerini kazanacaklar. Henüz o noktaya gelmedik ama geleceğiz; eğer pazar bu şekilde düşmeye devam edip üreticiler için ekonomik olarak mantıksız bir sınıra gelmezse.