IoT, yani nesnelerin interneti genellikle yeni sanayi devrimi olarak da anılıyor. Sanayi devrimi gibi nesnelerin internetinin de sebep olacağı değişiklikler, insanların nasıl yaşadığını, çalıştığını, eğlendiğini, seyahat ettiğini, devletlerin ve kurumsal şirketlerin dünya ile nasıl etkileşime geçtiklerini değiştirecek.
Doğrusunu isterseniz bu devrim zaten başlamış durumda. Yani başlıktaki soruya kısa cevabımız, Evet. Uzun cevabımız için okumaya devam edin.
Kendi uygulama paneli olan otomobiliniz mi var? Nesnelerin interneti. Uzaktan ayarlanabilir termostatınız mı var? Nesnelerin interneti. Yaktığınız kaloriyi ölçüp Facebook’ta paylaşan bilekliğiniz mi var? Nesnelerin interneti. Bu gibi daha çok örnek verebiliriz. Ama bu daha sadece başlangıç.
Bu yazımızda nesnelerin interneti ile gelen devrim hakkındaki bazı rakamları derlemek istedik. Sanayi devrimi sırasında Avrupalı iş adamlarının büyük veri analizleri ve yapay zeka öngörü yazılımları yoktu. Bizim var.
IoT’un hızla gelişmesine yol açan, yalnızca günümüz dünyasında karşımıza çıkan bazı avantajlı durumlara sahibiz. Bunlar arasında internet erişiminin yaygınlaşmasını, yüksek mobil cihaz kullanımını, sensör fiyatlarının artık çok ucuzlamış olmasını ve en önemlisi de nesnelerin internetine büyük miktarda yatırım yapılmasını sayabiliriz.
Her devrim gibi, IoT da akıllarda soru işaretleri ile geliyor. Güvenlik endişeleri, siber güvenlik endişeleri, kişisel mahremiyet endişeleri, entegrasyon sorunları, teknoloji dünyasının parçalanmış yapısının nasıl birleştirileceği gibi. Ancak bütün bu soru işaretleri, ya IoT geliştikçe kendiliğinden, ya da bu gelişme sırasında şu anda öngöremediğimiz inovatif çözümler ile son bulacaktır. Bazı sorunlar ise hayatımızın bir parçası olacak ve yeni normalimiz olarak “sorun” kategorisinden çıkacaklar. Bir örnek verelim: Sanayi devriminden önce kimsenin motor gürültüsü duyduğu yoktu. Şimdi uzun süre motor gürültüsü duymazsak bir sorun olduğunu düşünüyoruz.
Yukarıda en önemli avantaj olarak saydığımız IoT yatırımı hakkında biraz rakam verelim. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde, yani 2020’nin sonları, 2021’in başları gibi bir sürece kadar nesnelerin internetine küresel çapta toplam 6 trilyon dolar yatırım yapılacak. Bu yatırımın 4,5 trilyon doları uygulama geliştirme ve cihaz donanımları konularına yapılacak. 1 trilyon dolar civarındaki yatırım ise sistem entegrasyonu için harcanacak.
2025 yılına geldiğimizde, yani 6 trilyon yatırım yapılıp, üzerinden 5 yıl daha geçtikten sonra, yatırım geri dönüşü 13 trilyon dolar olacak. 5 yıl içerisinde iki kat yatırım geri dönüşü verebilen hiçbir endüstri veya yatırım aracı yok. İşte bu yatırım geri dönüşü (ROI), nesnelerin internetine yatırım yapabilecek herkesin ağzını sulandırıyor. Nesnelerin interneti oldukça düşük riskli bir yatırım olduğu için de kimse bu konuya yatırım yapmaktan çekinmiyor.
Nesnelerin interneti dediğimizde üç ana kullanıcı kitlesi karşımıza çıkıyor: İşletmeler, devletler ve tüketiciler.
2020 yılı civarında toplam 24 milyar nesnelerin internetini kullanan cihaz kullanılır durumda olacak. Bu cihazların 11,2 milyarı işletmeler tarafından kullanılıyor olacak. Bu iş için 3 trilyon dolar harcayacaklar ve 2025 yılı geldiğinde 7,6 trilyon dolar yatırım geri dönüşü alacaklar.
Devlet ve kamu sektörüne baktığımızda 2020 yılına kadar 7,7 milyar cihazın kullanımda olacağını görüyoruz. Bu sektörde 2,1 trilyon dolar harcanacak (veya harcatılacak), 5 yıl sonra da toplam 4,7 trilyon dolar geri dönüş elde edilecek.
Tüketici sektörü ise 2020 yılında 5 milyar adet nesnelerin interneti kullanan cihaz ile tanışacak. 900 milyar dolar yatırımın geri dönüşü 5 yıl sonra 400 milyar dolar olacak. Burada, yatırımın geri dönüşünün alınamadığı görülebiliyor. Ancak nesnelerin internetini destekleyici kapsamdaki akıllı cep telefonları, tabletler, akıllı saatler ve diğer giyilebilir teknolojiler de işin içine katıldığında tüketicilere 10 milyar cihaz daha sunulacak ki bunun yatırım geri dönüşünü hesaplamak çok zor.
Nesnelerin interneti özellikle işletmeler açısından yarar sağlıyor. İşletmelerin operasyon masraflarını ciddi oranda düşürecekler. Operasyon masrafları düşünce üretkenlik artışa geçecek ve yeni pazarlar ile yeni ürün ve hizmet uygulamaları ortaya çıkacak.
Kamu sektörü de nesnelerin interneti ile masrafları azaltmaya ve üretkenliği artırmaya çalışacak. Uzun vadede kamu sektörünün nesnelerin internetini benimsemesinin, eninde sonunda toplum yararına olacağı belli. Bu bakımdan kamu sektörü, nesnelerin interneti konu olduğunda işletmelerden sonra ikinci en büyük benimseyici rolünde olacak.