Meta’daki işten çıkarmalar hız kesmeden devam ediyor gibi görünüyor, çünkü şirket CEO’su Mark Zuckerberg, yeni bir iş gücü azaltma dalgasını başlatmayı planlıyor. Bu kesintilerin, şirket çalışanlarının yüzde 5’ine kadar bir kısmını etkileyebileceği belirtiliyor. Zuckerberg, şirket içindeki düşük performanslı çalışanlara yönelik toleransın azalacağına dikkat çekerken, bu kararın Meta’da son iki yıl içerisinde işten çıkarılan 20.000’den fazla çalışanın ardından yeni bir aşamayı temsil ettiği ifade ediliyor.
Meta, işten çıkarma politikasını sürdürüyor
Mark Zuckerberg, şirket içindeki performans yönetimi politikalarının sertleştirileceğini belirterek, düşük performans gösteren çalışanları daha hızlı bir şekilde işten çıkarma planını açıkladı. Önceden, bu tür çalışanlara bir yıllık bir değerlendirme süreci tanınırken, artık daha kapsamlı ve kısa sürede sonuçlanan performansa dayalı kesintilere odaklanılacak. Bu yaklaşımın, işten çıkarmalar ve doğal çalışan kayıplarıyla birlikte şirketin genel çalışan sayısında yüzde 10 civarında bir azalmaya yol açacağı düşünülüyor. Bloomberg’e göre bu adım, özellikle performans değerlendirme sürecinden geçebilecek kadar uzun süredir görevde olan çalışanları hedef alacak.
Tahminlere göre Meta’daki bu son işten çıkarma dalgası, yaklaşık 7.000 kişinin görevine son verilmesiyle sonuçlanabilir. Bu durum, 2022’nin sonlarında başlatılan ve bugüne kadar on binlerce çalışanın ayrılmasına yol açan sürecin devamı niteliğinde. Zuckerberg’in geçtiğimiz yıl yaptığı açıklamada, daha yalın bir organizasyon yapısının şirketin önceliklerini daha hızlı yerine getirmesine olanak tanıyacağını ifade etmesine rağmen, bu tarz bir ortamda çalışanların işlerinden nasıl daha fazla tatmin ve keyif alabileceğine dair ayrıntı paylaşmaması dikkat çekti.
Meta, 2025 yılına oldukça yoğun başladı. Şirket, üçüncü taraf doğrulama programlarını sona erdirmenin yanı sıra UFC CEO’su Dana White’ı yönetim kuruluna dahil etti. Ayrıca, “Nefret İçerikleri” politikasında tartışmalı değişiklikler yaparak çeşitli eleştirilere maruz kaldı. Instagram’da LGBTQ+ topluluğunun sıklıkla kullandığı bazı etiketlerin “gölge yasağı” uygulaması ile kısıtlandığının ortaya çıkması da şirketin bu dönemde tartışmalarla gündeme gelmesine yol açtı.