Bilim insanları, 2024 yılında küresel sıcaklıkların sanayi öncesi dönemin 1.5°C üzerine çıktığını duyurarak iklim krizinin ne denli ciddi bir aşamaya ulaştığını vurguladı. Avrupa Birliği’nin Copernicus İklim Değişikliği Servisi’nin (C3S) verilerine göre, 2024 yılı her ayıyla ya en sıcak ya da ikinci en sıcak ay olarak kaydedildi. 1850-1900 arasındaki sanayi öncesi döneme kıyasla ortalama sıcaklık 1.6°C artış gösterdi ve geçen yıl insanlık tarihinin kaydedilmiş en sıcak yılı oldu. Özellikle Paris İklim Anlaşması’nın 1.5°C hedefini koruma çağrısına rağmen, artan sera gazı emisyonları bu hedefin sürdürülebilirliğini tehlikeye atıyor.
Küresel ısınmada kritik 1.5 derece sınırı resmen geçildi
C3S Direktörü Carlo Buontempo, bu gidişatı “inanılmaz” olarak nitelendirirken, sıcaklık artışlarını durdurmak için halen umut olduğunu vurguladı. Ancak gezegenin dört bir yanındaki etkiler durumun vahametini ortaya koyuyor. 2024 yılı, yoğun orman yangınları, şiddetli seller ve ölümcül sıcak hava dalgalarıyla felaketlerin yılı olarak anıldı. Kaliforniya’dan Nepal’e, Meksika’dan İspanya’ya kadar farklı bölgelerde yaşanan doğal afetler yüzlerce can kaybına, büyük ekonomik zararlara ve toplumsal yıkımlara yol açtı. Türkiye’de de aşırı yağışlar ve sel felaketleri, iklim krizinin somut etkileri olarak ortaya çıktı.
Artan sıcaklıkların etkisiyle atmosferdeki su buharı oranı 2024’te rekor seviyeye ulaştı, bu durum yoğun yağışları ve şiddetli fırtınaları tetikledi. Aynı yıl, karbondioksit konsantrasyonu milyonda 422 parçaya ulaşarak yeni bir zirve kaydetti. Ancak ABD’nin yeni başkanı Donald Trump’ın iklim değişikliğini “aldatmaca” olarak nitelendiren açıklamaları ve gerekli adımları atmaktaki isteksizliği, bilim dünyasında endişe uyandırıyor.
Oysa ABD’de 2024 yılında 1 milyar doların üzerinde maddi hasara neden olan 24 iklim ve hava olayı yaşandı. Küresel düzeyde gerekli politikaların hayata geçirilmemesi, dünya genelinde iklim krizinin maliyetini artırmaya devam ederken, uzmanlar hızlı emisyon azaltımı çağrısını yineliyor.